23
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
5103
Okunma

Nevbaharısın hüzne gark olmuş yüreğimin
Akşam sefamsın kokusu avucuma düşen
Cemaline bakmaya doymadığım ceylanım
Kanadına umut yüklediğim ferdamsın sen
Nazlı gülüşünle ey yar, yakarsın çölünde
Nalânınım el değmemiş lalezar gönlünde
Ne çıkar elinden ab-ı hayat sunuversen
Müebbet hüküm giydim aşkının gölgesinde
Şeydayım, hastayım, dardayım görüversen
Bir cism-ü can için daldım mahihülyalara
Yezdan ile ağyar olup, kendimden geçtim yar
Selanın efsun sesi yankılanırken arşta
Gafletten urbamı çıkarıp sana geldim yar
Didarına mihman olayım, ebedi kapında
Makamına yüz sürüp, mahzar olmaya geldim
Ruşenimsin, tarumar olmuş gönül tahtımda
Şavkımsın, lütfuna namzet olmaya geldim
Mühürlenmiş dudaklarımla zemherideyim
Dehlizlerde kayboldum kılavuzum olsan yar
Divanına geldim biçareyim, divaneyim
Cevrine of demem, cefana amadeyim yar
Gülşenimsin, gönül mabedimde her dem taze
Doyamam gözlerindeki efsunun seyrine
Hiç kalkmadan değse alnım fecirde secdeye
Kevsere açılan sırattan geçer miyim yar?
Ne desem boş, nuru nigâha erer miyim yar?
SEVGİ SALMAN
Şiirime ses veren Sayın ERBİL EFE Bey’e teşekkürlerimle...
Nevbahar : İlkbahar
Ferda : Gelecek, yarın
Nalan : İnleyen
Şeyda : Aşkından çılgına dönmüş kişi,bülbül
Cism ü can : Cisimle, bedenle ilgili
Mahihülya : Karasevda, kuruntu
Yezda : Yaradan, Tanrı
Ağyar : Başkaları, yabancı, el
Didar : Yüz,çehre
Mihman : Konuk, kalıcı
Mahzar : Yüksek makamlı kimsein yanı, huzuru
Ruşen : Aydınlık, parlak
Cevr : Sıkıntı, zulüm
Gülşen : Gül bahçesi
Nuru nigâh : Nur bakışlı
Fecr : Tan kızıllığı tan vakti
5.0
100% (21)