7
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1562
Okunma

gönlüm;
misket üzümünün kıskandığı gece karası gözlerinde kaldı
aşk ve müflislik pek ağır bir yük
lakin
çekmek gerek
gül,bahçeye bir duvakla geldi
yüz binlerce gülşeni ram eyledi
şehr-i İstanbul’a Şems’in kerem kokusu sardı sarmaladı
lâl kızılı dudaklarından çıkan harfte can gördüğümü zulmü kimden çekti ki
yüreğime bu âşık öldüren oku kim attı?
bildiğim şu kadarı;
Yusuf’un güzelliğinde bileğini kesen Mısırlı oldu
gönül seyrangahında bir şeytan çıkarsa o vakit ki
melek adımını atar
zaman en uzun yaz gecesini geçirmekte
sen nuru şemsten iste şemsten
belki acır da zuhur eder
âşık bülbül sen hemen yaşamayı iste
hayr olsun.
bağ yine yeşerir
gül yine koncalanır
lâl Şems
iki dudağının sır dünyasında doğunca
mâşuk’un yanağında binlerce Emirgan laleleri açar
yeşillikte o perçemin geldi mi
ruzigâr hüsnüyusuf’un kokusu gülün başına çalarken
vuslat gecesinin hikayesini
öyle hemencecik anlatabilecek bir hadise değil ki cancağızım
her bir cümlede binlerce âşık yanıp,
yakılmakta....
Süleymanî dilden risaleler çıkınca
baş aşağı duran felek
ve
aşk sofrasında dert çekilmeden nimet elde edilebilir mi ki
kara peçeli gecenin rahminde
Nuh gibi tufan derdinde sabır ektim
maksat incisi
bin yıllık murad istridyede saklıysa
saçlarından esen rüzigâr
ay yüzlünün misk-i amber kokunu sunmakta kevser tadında
gök kubbe üzüm kızılına boyanırken
hicran tövbe etti
zaman müjde verdi
yine âşık sazının perdelerini dokundu
sem,meşale olmasının tam vakti
harfe,
sese sığmayan,
sözle,
sesle anlatılmayan aşk
def ve ney feryadıyla coşmuş
feryad, feryad...........
yamalı yürek şehr-i istanbul’un nazına,işvesine razı
şükrederken tengriye
Samirî’ye bürünen nefsi ne de olsa darağacına götürecek
Haydarpaşa, avucunda hayli bir kan toplamış
fakat
mavi tren bu kanları döküp, gitti
Allah Allah
Kim toplamış ki kim telef etti?
seni cennete bile değişmeyen bendeniz
zamana Yusuf’u kalp akçeyle sattı da kâr etmedi
kalem mahrumiyet aybiyle beraber
yokluğunun yoksulluğu
cehennemin ateşbâz çukurunda ateş topları toplamakta
bu dermeder cna şehr-i İstanbul merhamet eyle
vaktiyle o da iş bilirdi,kamildi
Âşk,bana yazmayı öğrettiğinden beri
senli cümlelerim şaha kalktı
neşeden Marmara’nın kıyısında gül-ü nâra açılmakta
başında o usul Kız kulesinin gölgesi var
gülrenk pirim
altın yaldızlı kalbim aşk güzergahında atlasın olmuş cancağızım
gordion
22/06/2011
5.0
100% (9)