2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
975
Okunma
ağladı, kan sızdı dudaklarından
karardı kahrından sırtındaki tül,
muhteşem bir tablo gibiydi o an:
gözlerinde yağmur ve ağzında gül.
kimdi yarasına tuz basan onun?
besbelli soğmamış yürekteki kül;
bekeldi sonunu bu zor oyunun
gözlerinde yağmur ve ağzında gül.
öfkeydi, benlikti, hınçtı, gururdu
unuttu her şeyi özüne özgül;
gideni özlemle seyretti durdu
gözlerinde yağmur ve ağzında gül
ayrılık rüzgârsa, umut buluttu,
yalvarmak nafile, direnmek müşkül.
kendisini oracıkta unuttu
gözlerinde yağmur ve ağzında gül
güz gülleri dağıtırken güz yeli,
içimde bir afet ağlar her eylül –
venüs’ten hoş, jokonda’dan gizemli,
gözlerinde yağmur ve ağzında gül.
5.0
100% (3)