5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2145
Okunma
Kimseye sezdirmeden çıkarına bakana
İnsanlar arasına gizli, fitne sokana
Su yürüttürmeyelim!... Ha bire taşlayalım!...
Haydi! Şimdi deyime; öyküye başlayalım.
Vaktiyle ova köyü köylüleri anlaşır
Çayın suyu tarlaya nöbetleşe ulaşır.
Suyun paylaşımında belirlenir kurallar
Bu amaçla açılır ırmak boyu kanallar.
Açıkgöz köylülerden biri, fazla su için
Ne yaparım diyerek düşünür için için!...
Tarlaya kadar, derin, ince bir kanal kazar
Üstünü, çalı, çırpı, taş; ortama uygun düzer.
Şüphe çekmesin diye en üste yığar saman.
Böylece tarlasına su akıtır bir zaman.
Zamanla çayın suyu azaldıkça azalır
Aşağı taraf susuz, sahibi nâçâr kalır.
Köylüler kafa yorar; sebep nedir acabâ?
Durum anlaşılamaz boşa gider tüm çaba.
Yukarda çok akan su belli bir yerden sonra
Ansızın azalıyor! Düşün dur kara kara!
Sonunda tarlalara dolaşmaya çıkarlar.
Karış karış her yana etraflıca bakarlar.
Anormal bir durum yok gibi gözükür ama
Tarladaki bir havuz dolu durur dâimâ!
Ayrıca su üstünde saman çöpleri yüzer!
Bu husus gözden kaçmaz köylüler hile sezer.
Samanın ne işi var? Ararken haddizâtını
Ulaşırlar yığına, eşelerler altını!...
İşin aslı astarı sonunda anlaşılır;
Köy ihtiyar heyeti toplanıp karar alır.
İbretiâlem için çekerler falakaya
Cingözü (!) sopalarken alırlar hep alaya.
Derler: “Saman altından su yürütürsün sen ha!
Ceza sana ders olsun! Düzen kurma bir daha!”
02.06.2011
Salih ERDEM / AYDIN
* Hikâyeden şiire uyarlanmıştır.
5.0
100% (6)