26
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
2425
Okunma


cürmü
düştüğü yer kadar yakan bir şair olup
dayanmazdım şehrin öte yakasına
yüreğimin vadilerinde
kanatsız kuşlar uçuran sözlerin
olmasaydı şayet
ve yırtılmasaydı gökyüzü
üstüme al/ın/mazdım
yamalı bulutların ah-ü zârını,
belli ki nazarım değ/ iş /miş
nazarına ilişmeyeli…
dipsiz bir hokkanın içinde hapsolup kalmış
çığlıklarım var
leylâ’dan yadigâr.
herc ü merc oluşuma delâlet eder
usturası cebinde karanlık geceler.
bir elimde şifa niyetine kan taşı
diğerinde her dem çoğalan bir nâr…
yeni şeylere mahal bırakmıyor
ensemde gölgesiyle dolaşan bir bûselik an
kekre bir düşün izdüşümünü saklıyor itinayla
sırlı aynalar
nâr da sen, sır da sen...
sürüklenip duruyor melal denizlerinde
içi gül dolu al bir kefen.
yıldızlar aşka aşiyan olsaydı
bir y ı l d ı z lık hatırım silinmezdi yüreğinden...
kendi avuçlarımdan içirdim aşk şarabını
kan sızan bileklerinde siyah bir tül
keskin bir kelâm ile kesmişim şiirin atardamarını
katil de ben, maktul de ben.
g/ör mısra mısra
hüznümün taranmış saçlarını.
say ki,
gözlerimde ay çarpması
ellerimde gül…
/ mai /