1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1276
Okunma

ama anlamsız
kararsız
ne yaptığını bilmeden yürüyen
yürütmeye çalışan
bazen yürüten
şeyler,
bunlar işte
kaldırımlarda, yollarda
kendi yaptıkları betonlarda
taşlarda, topraklarda, ağaçlarda
her yerde
her şeyde biraz, biraz pisliklerinden bırakan
bunlar işte
sağdan soldan
üzerime üzerime bir nehir gibi akan
bir yanı düşünüp bir yanı boş boş bakan
bunlar işte
bunlar
insanlar…
—
çığlık atıyorum duymuyor musunuz?
benim aldığım kokuyu almıyor musunuz?
yerde, taşta, kaldırımda duruyor
çığlık, yalnızlık, karamsarlık, atık!
sadakat öldü artık!
kötümserliklerinize bahaneler bulmayın
yazık oluyor düşünebiliyor olma yetinize
yazık oluyor bedeninize
sesinize
etinize
teninize
size
kargaşanın içinde sönük kalıyorsunuz
saçma sapan bir bencilliği soluyorsunuz
siz.
çığlık atıyorum bir benden, bir bene
ellerine, gözlerine, yüreklerine
hepsinin
bir rock şarkısını söyler gibi dans ederek
kulaklarına,
ama yasak!
demek istediğim;
ne zaman tutacaksanız ellerinizi,
ne zaman birleştireceksiniz yüreklerinizi
sesinizi diyorum
sesizini ne zaman duyacak kaldırımların altında
can veren toprak
tutsak…
güldüğünüz saçmalıklar diyorum
ağladığınız saçmalıklar
hepsi hafif
hepsi ağır, aksak
bir belediye bankında
ne zaman bir hamam böceğinin adı yazacak?
ha?
fotoğraf: sena tan
5.0
100% (1)