7
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1381
Okunma

Orada siyah bir mabedi var günahının
Terli elleri ile kokuşmuş kenarlarında
İki dünya ayrılıyor baştan başa
Reklamını yapıyor beyazlık ardı sıra
Azıcık da gelişmiş düşlerinin yatağında
Her rafda anlaşılmayan binlerce söz
Ahşap yapıştırıcı dolabın alt köşesinde
Eski bir gazyağı lambası tozların üstünde
Kırmızı şeytan olmanın tırnaklı bahsi
Sımsıcak en koyu iki renk şairin sesi
Akdeniz vilayetlerinden bir park da
Akan kan kadar anlamsız duruşunda yaşlar
Siyah bir asalet yeniden boydan boya
Gamzeleri arasına düşüveren Kevser kayıp
Tanımıyorsun, giremezsin kapısını da kırıp
Bir anda her şey mavi rüyaların sessizliği
Pembe bir bluz ve siyah gözlüklerin de
İstiklal caddesi ağlıyor onunda gidişine
Sandaletlerinin birini kaybetmiş şimdi zaman
Kollarını yakan güneşidir çaresiz bu isyan
Bu kadar pürüz olmasaydı belki de şairde
Felç geçirdiği sancılara koymazdı kendini
Bembeyaz ve sıcacık akan yaşlar kadar masum
Bir o kadar da titrek iki dudağında o ses
Binlerce tanesini tararken rüzgar tek heves
Ah keşke bu kırılışda bitseydi bizim piyes
Şeftaliler bu mevsim daha iyi olgun olduğunda
Açık gerdanında yılan dolaşırken bir kadının
Odun oluyor süt beyaz bacakları Cehenneminde
Göğsünü gere gere çiçeği şerefe merasiminde
Sütun diriliğinde çıplak bi resim kadar canlı
Soyut mantığında bir çizik milyarca dolar
İki bacak arasında nefes alıyor dünyalıklar
Poşet geçirilmiş yakamoz zihinlerinde o gece
Okunan son beste oluyor düşsel ve de şiirce
Bu yüzden her rafında toz birikiyor yeniden
Islak siyahını yırtarken iki parmak aniden
...
5.0
100% (13)