27
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
2942
Okunma

Anneanne’me
hatırlıyor musun ?
toprağa gömmüştüm
öldürdüğüm kelebeği
sesim sallanırken erik ağacında
bir varmış bir yokmuşlarla büyüdüm
hicret kokan saçlarında
beyaz gelinciğin hûzmesinden düştü rüzgâr
suya gölgeler bırakırken
kül rengi sabahların denize eğildiği vakitlerde
haykırışa durdu kifayetsiz anlar
selamı esirgemeyen yağmur yüklü derin vadilerin
yapraklarında ışıldadı akça pakça gelinler
düş bozgunu göçmen kuşlar
yudumlarken kınalı parmakları
kandılar
kanadılar
çekilirken tırnaklarından bulut yüzlü çocuklar
bismillah dediler
arlarında acıyan topraklarına
şahitlik ederken sisli elleri
aminlere açıldı nefesleri
güneşi öptü yavan dudakları
kaç asırlık çizgilerdi sarken
gümüş gerdanlarından
soğuk terler dökerken (U)Rumeli’ye
çakmak çakmak baktılar
gözlerinin kırılgan rüyasına
cam kırıkları batarken
kirpik aralarında taşınan hasretlerle
kutsal suda yıkanan
kelebekler çizdiler
masalların en son noktasına
ve güneş...
kırk bin kere yıkanırken eteklerindeki nemli avluda
harlandı ateş sessizliğin kucağında
dağların bakışları üflerken menevşe kokulu sabahları
cennetin kapılarına
dumansız savruldular
açıldı tenlerine değen katran karası perdeler
ve yazıldı alınlarına okunaksız düşler
yetim kalırken süt kokan çimenler
yürüdüler
denizden yol çizdiler gecenin al yazmalı gözlerine
umudun aynası ağlarken Rumeli’de
// gök gözlerini
Arda boylarına ektiler //
..." gök gözlü kadın ! emeğine minnettarım "...
5.0
100% (28)