0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
802
Okunma

bir yarım kalmışlık var dilimde, kalemimde çözemiyorum
Zaman, emekli bir atın dörtnala geçmişi…
Hasretin bir sis perdesi
Kayaları titreten bir ses
Sis ve ses ortaklığı bir yıkım
Şehirleri kırmızılara bürüyen
Kaybeden içinde şehirlerin;
Denizler geçen büyük ve
Yorgun ayakları, kaybeden…
Zaman, rüzgârda kalan sigara ömrü…
Seni bulduğum o şehirdeyim
Yangınlar içindeki kırmızı şehir
İkimizden de vazgeçemeyecek olan o…
Bir heyula gibiyim sokaklarında…
Son kez kaybolur gibiyken içimde,
İçimin derinliklerinde nefesim,
Bir liman kıyısında özleyivermek seni
Kıyıma çarpan dalgaların arasında seni
Ve gözlerini bulmak, öpmek seni(…)
Bilirim ucu kaçacaktır ipin ve
Ellerimizde kaybolacaktır zaman
Hani meydan okuduğumuzda duramadığı
Bu aşkın karşısında ve hiçbir mekân…
Ben rüyalarımla bölerim taşları ikiye
Rüyalarımın kılıcı yapar yasamı
Kuytuların yasasını ben yaparım
Ben koyarım adını vahşi çiçeklerin…
Bilirim senin de yüzün bir yangını ağırlar
Uzaklara dalar gözlerin bilirim
Çağırır gibi ötelerden gözlerimi
Gel der gibi yüreğinle bilirim…
Hangi su helaldir bu yangının gölgesine…(?)
Murat
5.0
100% (3)