26
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1593
Okunma
…………………………………………………………………………………………………………………………………
Geldim
Ey efendim benim halim bilsene
Dertliyim kapında dermana geldim
Affolunmaz suçum çoktur günahım
Asiyim katlime fermana geldim
Kerem edip yazar isen fermanım
Lokmanım ol eyle benim dermanım
Akıbet eşiğ’ne helaldir kanım
Hıbb-i ekberine kurbana geldim
Devlet kuşu başındadır uçurma
Lütfedip fırsatı elden kaçırma
Vebalim çok sen boynuma geçirme
Canım vermek için canana geldim
Yaram efendimin gayrı yaram yok
Başka türlü bir ilaçtan çarem yok
Gözlerin hükümdar kirpiklerin ok
Hedef et sinemi nişana geldim
Meluli’yim sana malum her halim
Ne sabrım var ne takat u mecalim
Ateşinle yandı bu perr ü balım
Çok şükür şem’ine pervane geldim
………………………………..
Aşık Meluli©
……………………………………………………
1892-1989.Kahraman Maraş’ın Afşin ilçesine bağlı Kötüre köyünde doğdu. Asıl adı Karaca Erbil’dir. 7-8 yaşlarında köyündeki bir hocadan Arapça okuma yazma öğrendi. 10 yaşlarında Afşin’de Ermeni aile dostlarının yanına gönderildi. 20 yaşlarına dek Ermeni okulunda eğitim gördü. Arapça, Ermenice, matematik ve edebiyat dersleri aldı.
Şiir ve edebiyata ilgisi de daha çok bu dönemde gelişti. Yöresindeki birçok aşığın yanısıra, kaynaklara geçmiş başka aşıkların da şiirlerini öğrenerek kendini geliştirdi.Varlıklı bir insan olan babasının haksızlıklarına dayanamayarak eşiyle birlikte köyünü terketti. Ortadoğu’nun çeşitli yerlerini dolaştı, değişik insanlarla ve aşıklarla tanıştı.
Aşık Meluli, şiirlerinde insan ve sevgi öğesini öneçıkardı. Ancak politik taşlamalardan tasavvufa dek her konuyu ele aldı.Birçok sanatçı tarafından bestelenen şiirlerinin bir bölümünü Latife mahlasıyla yazan Meluli’nin eserleri değişik gazete, dergi ve araştırmalarda yeraldı.
Meluli’nin yaşamı ve şiirlerine ilişkin ayrıntılı bir araştırma, torunları Latife Özpolat ve Hamdullah Erbil tarafından »Meluli Divanı ve Aleviliğin, Tasavvufun, Bektaşiliğin Tarihçesi« (1992) adıyla yayımlandı.
KAYNAK:© BeKa Sitesi
________________________________________
)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-157-)(-)(-)(
……………………………………………………………………………………………………………………………
Nolursun efendim anla halimden
Hakkımda verdiğin fermana geldim
Kurtuluş yok gibi arz ahvelimden
Gönül dağındaki harmana geldim
Nefesim yetmiyor artık tükendim
Yoruyor kalbimi bil ki tıkandım
Gönlümün sultanı sensin efendim
Merhemi sendedir dermana geldim
Bahçemizde güller açarkan gördüm
Gülün biri ışık saçarken gördüm
Elinden bir bade içerken gördüm
Bu rüyamı hayra yormana geldim
Balkonlu,teraslı efimiz olsun
Şen olsun yuvamız huzurla dolsun
Gülünce gül açsın yüzümüz gülsün
Benimle hayaller kurmana geldim
Sanki çocuk olup coşmak isterim
Sel gibi bendinden aşmak isterim
El ele seninle koşmak isterin
Mutluluk ehline çarmana geldim
Gönül bahçesinden gülleri derip
Geçtiğin yollara onları serip
Murad alıp senle vuslata erip
Yüzümü yüzüne sürmene geldim
İsteyenler yakın eder yolları
Çünkü Hüda darda koymaz kulları
Lüzumsuz aşk ile açıp kolları
Şöyle bir yürekten sarmana geldim
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
ÇARMAN:Neş’eli
5.0
100% (12)