9
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1044
Okunma

Güne düşen isterik gülüşlü dudakların
Eski bir kitap arasında sakladığım fırlamış bakışlar
Karanlığın ortasında savrulan yalancı dil
Gölgeli saçlar sarhoş kelimelerimi vurur yüzüme de
Bırakır güneş topladığı bakır rengi eteklerini
Denizin kızgın sularına
Saklanmış Hazan sürgünü yağmurlar gözlerime
Sen kırptıkça gözlerini, çarpar şimşekler düşlerimi
Kış kaçkını bir bakış gelirde oturur yüzüme
Bir tufan düşer akşama
Islanıyorum iliklerime kadar
Düştüğü yerde yapışıp kalır kelimeler
Donuk bakışlı bir sahabenin elleri geziyor kanımda
Sarhoş dilim yalpa yalpa yalpalıyor
Bir kelimenin etrafında dönüp yakalar uçundan
Batırır kirli tırnaklarını isminin harflerine
Mavi mürekkebin harelerinde, solgun kış akşamlarının
Dökülür de narıalevi
Dualar, beddua olur gecelerin karasında savrulan isyana
Silkeler kalem yüreğin son atışlarını
Şaşkın bakışlı görmeyen gözler
Çok uzaklardaki bir sevgiyi hissetmek için
Uzanır ti cümleler
Şaşı bakar içinden kaçan
Nerede volkan patlatan sinede
Nasılda çürümüş senden içre yürek
Ilık ılık akarken yorgun gönül dere kenarına
Eğrelti bir gülüşle peşkeş çekilen gün
Küser de
Saklanırdı peykere geçmişin sırları
Kefenli tutuşan duygular
Hükümsüz bir kızıl dudak dokununken tene
Savruldum ben, sen bildiğim senden çok öteye
5.0
100% (10)