10
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1300
Okunma
kaç zemheri güz
hasretinle bağlanmış saçlarımda
sancısı baharda tılsım
inince yıldızlarla akşamıma
üşür inceden yokluğun
kurşun yemiş gözlerimde
düşmüş dipsiz kuyu en ıssız dalgalara
sesi kulaklarımda kör
sesi karanlığın kıskacıyla
duvarlara işlenen zincir
uğruna ölümlere yıkıldığım
çırılçıplak yüreğim
içimde çatlak soluğun canımla keser beni
vurgunum nicedir esrik çığlığına
kan salgılarında gece
upuzun kayar
sevda içinden zehirli yılanları çıkarır
alnımın tam ortasına
uyumaz
başımın ağırlığında
saklı hançerin akımı
çiy tutmuş şiirlerde kaldın tek kolla
gözyaşımı boğazladı kurtlar
lacivert gökyüzü altında
aklım açlığın boşluğunda
uçurum soğuklarına buyruk kesildim
öl...
vurul...
ruhumun sert buzullarında
bir yanda annem kaç sabahı ağzıyla parçalar
mavi bakışlarına son yağmurla geleceğim
bekle beni
parçamdan diğer yarımı söküyorum
ölümün namlusuyla
5.0
100% (13)