10
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1444
Okunma

dışarıda nisan yağmur
içeride hiçliğin hükmü
hicrana rehin bir yürek
İstanbul’umda boynu bükük küçük bir kız çocuğu
firara hazır bir bedenken
beyaz duvaklı kağıda
ağıt olup düşüyorum senli cümlelere.
hacet var mıdır ki gönülcazımı açayım sana yâr?
hangi yüzünü anlatayım ki özlem yanıklarımı?
hangi yanını sıralayayım" seni " senden uzakta seninle yaşamanın büyüklüğünü ?
yokluğun yük olup sıralanmış omuzlarımda
hicranın girdabında kayıp giderken yokluğun derin bir yara
kanattıkça Yusuf’un kuyusunda oluyor yüreğim.
karanlık bir geceye meyletmekte küçük gözlerim.
rengim
dibim yokluğuna bürünürken
içimde bir vuslat sandalında büyümekte kız çocuğunu
Bizi biz yapan uzaklığımızı yakın eden özlemimiz değil miydi ?
Anlamsız sözleri çırılçıplak bıraktık dudaklarımızda
aşka kutsayan biz değil miydik ?
Şimdi sus pus herşey.
Kelimeleri hangi sandığa kilitledin ki sözler dile gelmez oldu yâr
susuyorum
susuyorsun cancağızım
suç üstü yakalanmış kız çocuğu özlem adreslerde
kalemini yitirdi
cümleler öksüz
sözler LâL
küçük kız biliyordu
bir gün bu özlem sevdaya gark olacak
susmadan yürümek maviliğine
büyümek vuslatın en koyu deminde.
sesinin tazeliğinde sevdaya kondurmak senli cümlelerimi
yüreğimi yüreğine kapatıp aşkı sende yeniden yazmak
Karanlık kalmış İstanbul’u gece karası gözlerinin şavkında fethetmek
bakır renkli bulutlara sinmiş özlem yanığı düşleri işlemek tek tek
ne zaman bir yapraktan bir ter süzülse tel tel yağmak gözlerine.
dünü
hüznü
güzü bir gece karası gözlerinde unutmak cancağızım
hicranı
kanamalı geceleri
karanlığın kara yaşmağını senli cümlelerimle kurutmak.
büyümek yüreğinin diblerinde
hicrana inat vuslatı vaat etmek
senli cümlelerimi mavliğine sırtlanan can sızım
kağıttan gemi yapan ellerimle
bir bahar çizdim gece karası gözlerinde
gözlerinin en kuytu köşesinde
kirpiklerinin ıslaklığına dayanamayan Boğaz"ı
dibinde sorguladım
varlığına yoksun göz bebeklerimi
senli cümlelerim feryat-ı figandalar kuru dudak uçlarımı vurdukça
Eminönü kıyılarına koşar gözlerim sakladığım yarınlarda
biz ki;
iki ağır yaralı
iki acıklı söz dudaklarımızda kalan
vuslata ayarlı iki yürek
küçücük gözlerimde saklarken sana ait her şeyi
yüreğini yüreğimle mühürledim cancağızım
bir avuç düş ile yetinmeyi öğretirken sen yüreğime,
hicranı aşk ocağı bildim senli cümlelerimde
bir gül`e sararken gözlerim
çeşmüm merdümüm bir renk olmaktır
şimdi sözün bittiği yerde ruhum
hicranın kara koynunuda
İçim, dışım vuslat iken..
Gül`ler güneş`e doymadan,
gece karası gözlerinle nisan yağmurlarıyla
nisanın bereketiyle gel yüreğime cancağızım
gordion
11/04/2011
5.0
100% (9)