10
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2665
Okunma

“Şâir Bahaeddin KARAKOÇ’un ‘Kısa Sordum Kısa Oldu Cevabı’ adlı şiiri ile söyleşidir.”
- Siz bir şiirle hiç konuştunuz mu? -
Alladı Samanyolu al yazma destesini,
Çapında şems û kamer, zamanı pul eyledi.
Dönence dergâhında bir Itrî Bestesi’ni
Her mevsim kapısında beliren kul eyledi.
Hele bir bakın hele Türkmâni ne söyledi;
“Adres sordum, bir de aşkın çapını;
‘Şems û kamer’ dedi, koydu noktayı.
‘Açma’ dedim her çalana kapını,
‘Bu bir kumar’ dedi, koydu noktayı.”
Kâküller lüle lüle, aldattı nurdan yüzü
Kanadı kırık kuşlar, dağladı nice düzü.
Gönüller mihrâbından heceye serip sözü,
Kavlince darmadağın sırrını çul eyledi.
Hele bir bakın hele Türkmâni ne söyledi;
“Kâkül halka halka yüze döküldü
Sandım ki tüm kuşlar düze döküldü
Kalpteki gizliler söze döküldü
‘Can tarûmar’ dedi, koydu noktayı.”
Bilendi kuytularda, mesâfe dağdan yüce
Kırılgan sorularda cevaplar boydan cüce.
Aslana mekânını dar edip boğan güce
Lâl olup, muhataba sükutu hâl eyledi.
Hele bir bakın hele Türkmâni ne söyledi;
“Karıştırdım sayısalla sözeli
Külçe altın sandım yaprak gazeli
Muhatabım güldü, ‘Sözün güzeli
Altın kemer’ dedi, koydu noktayı.”
Hakkınca incelikler çağlayan gözelerden
Kor közler avuçladı, alevden dizelerden.
Rahvanî serpintide ruhani mezelerden
Bir atım kalemini uğrunda zûl eyledi.
Hele bir bakın hele Türkmâni ne söyledi;
“Ulaştığım her menzilde sen varsın
Dilediğin bahtı açar kaparsın
Dedim: ‘Sevdiğine nice bakarsın? ’
‘Humar humar’ dedi, koydu noktayı.
Kimsesiz umutlardan peydir pey ağıt yakar;
Câhiller telâşında, ârifler ruhta vakar...
Her seher misk û amber tahtına gamdır şikâr,
Uykusuz vediâlar koynunu dul eyledi.
Hele bir bakın hele Türkmâni ne söyledi;
“Bütün aşklar câhillerde velvele,
Âriflerde bir mânevî zelzele...
Dedim: ‘Senden esen nedir, de hele? ’
‘Misk û amber’ dedi, koydu noktayı.”
Bilsen ki ne cevherler yalanmış özde araz,
Çekilen perdelerde niyetler huyda garaz.
Bin fersâh ötedeki dostlarda onmaz maraz
Selâmet fasılası haberin yol eyledi.
Hele bir bakın hele Türkmâni ne söyledi;
“Bir bulut sıyırıp geçti üstümden
Kağıt uçtu, kalem düştü destimden
Haber sordum dağca kavi dostumdan
‘O da bimar’ dedi, koydu noktayı.”
Buzullar üstü vâdem yangına kana kana
Bezginlik ne kelime, çökelti dursun yana.
Hayâller kefesinde içtiğim nâğme câna
Nâzını beklemekten mizânı sal eyledi.
Hele bir bakın hele Türkmâni ne söyledi;
“Buz üstünde titreyerek gezdin mi?
Bekle... Bekle... en sonunda bezdin mi?
Dedim: ‘Bir kez olsun mektup yazdın mı? ’
‘Tomar tomar’ dedi, koydu noktayı.”
Râviler mermerlerdi, ayağım altı mezat
Yüzyıllar boyu yağan varlığım vâkte tezat.
Dedi ki, ‘Noktalara sığmayan aşkı çöz at! ’
Kurtbala Anzer tadı adını bal eyledi.
Hele bir bakın hele Türkmâni ne söyledi;
“Râviye bırakıp aşkın yâdını
Dedim: ‘Bala verdin kendi adını
Mermerlere nice yazdın adımı? ’
‘Damar damar’ dedi, koydu noktayı.”
12 Haziran 2005 // T A R S U S
’TÜRKMÂNİ, üstâd Bahaeddin Karakoç’un mahlasıdır.’
Hakan İlhan Kurt
5.0
100% (11)