3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1665
Okunma

Hücrelerimizi saran yalnızlık girdabına sarıldıkça
Kaygılı umarsızlıklarımızın rotasıydı kimi hayat
Eski yağmalanmışlıklarımızı anımsardık sızılarla
Göğüs kafeslerimizi yoklayıp sancılandırınca aşk.
Dudaklarımızdan dilimize inerdi acı, korkardık
Sonu meçhul ayrılıkların kentinde sevda arardık
Bağışlanmaz suçlulardık biz, baharlarda ağlardık
Kor olmuş göğsümüzün iriniyle şiirler yazardık.
Aydınlık gülüşlü eylemlerin meçhul adresinde
Adımızı söylerdik birbirimize, üryanlı söz olduk
Utançlarla devrilen şafaklarda ölüme soyunduk
İçi boşalmış gökkuşağının terkisinde kaybolduk.
Etkisini yitirmiş alevdi gönlümüzdeki deli seviler
Gürültüyle yıkılan sevgi ağaçlarını örtemedi gizler
Yoksul nisanlar dayandı kapıya, yıkamadı mermiler
Gecenin gölgesinde uyuduk, bizi yazarken gezginler.
Yangın aleve muhtaç bir hardı, gölgeler sevişirken
Yaman bir elin temasıyla en mahremleri arar iken
Sellerin boşalırdı, bentlerini sarsarak aşkı sarar iken
Tükenişlerin kelepçelerini ben sarı denizlere atar iken.
Selahattin Yetgin
5.0
100% (3)