3
Yorum
0
Beğeni
4,5
Puan
3243
Okunma

Hüzün kokulu bakışlar bırakarak ardından,
gittin.
gidişin, yarama tuz basılmış acı
gidişin, karlı kış gecesi
bir dağbaşı ıssızlığı çiçeksiz, renksiz
gidişin uğul uğul bir rüzgar başımda
ayazı kirpiklerime vuran…
Gittin öyle apansız
hayaller birikti gözlerime ıpıslak
büyüdü gitgide yalnızlığım
yıldızlar da terketti burayı, ay küs
ardında yalnızca anılar kaldı
kırık dökük
boynu bükük anılar...
Yoksun işte
gözlerin yok
ellerin yok
kar yağıyor anılara
üşüyor hayat
yoksul bir kıyıda
seni beklemede kalbim
öylesine melûl, mahsun ve tenha
dudağımda titreyen şiirlerle
özlem yağmur, yağmur
damla, damla gönlüme yağıyor…
Her gece
ırmaklara salıyorum gözlerimi
denizler ortasında kaybolmuş bir sandal gibi
binlerce kıyıya çarpa çarpa
öylesine yitik, öylesine çaresiz
öylesine perişan yaşıyorum…
Sen bu şehirde bulutlarla gittin
zifir geceydi,
yağmur yağıyordu
bütün sokaklar ağlıyordu
bütün duraklara düşlerim yağıyordu
gittin işte
gidiş o gidiş
bir daha dönmedin geri
yarısı sende kaldı kalbimin
yarısı bende ezgili..
ah! seher yeli
Bu yürek yara şimdi, bu hayal kırık
ömrüm sokaklarda bir yaprak artık
gelme, öyle yorgunum ki,
zemheri karlarını bekle
Gözlerimde sessiz bir gözyaşı
bekler öylesi dağ sevdalı
rüzgara hasret bir ince dal aşkına
Gülsem gül incinir
ağlasam dal
gelme, seni çok özledim
nisan yağmurlarını bekle
Ben ki,
unutulmuş bir gökyüzü masalıyım
uzak iklimlerin güz çiçeği
gözleri sürgün o hüzün bakışlı çocuğum hala
öylesine sessiz, öylesine dilsiz
ne analar kucaklıyor beni
ne de hasret kokan ıssız geceler
Bir gün tarih düşülürse
çizilirse aşkın miladı
yapraklar düşerse, kuşlar göçerse
ve sen dönersen
kilitlenirse gözlerim gözlerine
ellerin ellerime kenetlenirse
işte asıl o zaman ölürüm ben...
işte asıl o zaman ölür...
işte asıl o zaman…
işte asıl o...
5.0
75% (3)
3.0
25% (1)