0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1273
Okunma

“Mutsuz evli âdem muhabbetleri – 2”
* Üsküdar – Fıstıkağacı / Emekli BankacıMemduh Bey
çocukluk arkadaşı kasap Fehmi amca ile dertleşirken...
Yok azizim yok
Boşiycim bu kadını
Onla bana huzur yok.
Çoktan anladım ama
Ah eşek kafam, oyalandım
Belki düzelir diye bekledim
Zavallı annem dediydi
Alma evlâdım sen şu kadını
Geçinemezsiniz siz dediydi…
Ne zaman dinledim ki
O vakit dinleyeyim?
Bak beş koca evlât büyüttük
Hâlâ bana zıt gitmeyi
Marifet sayar
Mevzu büyük değil, farkındayım
Ama defalarca aynı şeyi yaşayınca
Bıkıyor insan efenim,
Vallahi bıkıyor
Markete çıkmış, telefon açtırdım
Küçük kıza bizim, helvada iste diye
Şöyle avuç kadar olsa yeter,
İki, iki yüz elli gram kadar
Yok demiş alamam
Bak şimdi…
Yahû benim tek zevkim odur
Ayda bir kiloyu bulmaz hepi topu
Oda en iyisinden alsan on lira eder
Bana helva ver
Sonra kötü haber ver
Aldım telefonu elime
“Neden alamaz mışınız efenim?”
Diye sordum. Bi araba laf sıraladı.
Kapadım yüzüne,
O geldi bakkaldan
Ben çıktım hemen,
Gittim hem sadesinden,
Hem kakaolu ve fıstıklısından
Birer kilo aldım.
Yaz helvası da aldım, yeni çıkmış.
Yeneceğinden değil, aldım işte
Koydum masanın ortasına
Öylee bakıyor bana…
Bakarsın tabii…
Kırk yılı geçtik kardeşim
Değer mi hiç eşini böyle üzmeye
Üç kuruş için? Sorarım ha?
Değer mi? Değmez di mi?
Yahû sahi, var mı şöyle
İyi bir boşanma avukatı tanıdığın?
6 Nisan 2011 - İstanbul