4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2757
Okunma

Bir yolcu uğurladım, yıllar önce meçhule
Ardından ağlayarak, kalan kervansarayım
Kederinden üşüyor, yaktığım o ilk şule
Gelmedi, gelmeyecek, geçti günlerim ayım
Mihmanını bekleyip, duran kervansarayım…
Gelen derdiyle gelir, burda koyar yükünü
Tecelli rüzgârıyla, savrulur bütün günü
Adı yok, mahlası yok; ne şanı, ne de ünü
Yolcusuz dağ başında, geçer günlerim, ayım
Gidenlerin ardından, kalan kervansarayım…
Her gidenden geriye, gözü yaşlı bir anım
Gurubun kızıllığı, her gün bir veda anım
Gelenle gülşen hanem, giden virane yanım
Gün gelir kimse gelmez, geçer günlerim, ayım
Gidenlerin ardından, kalan kervansarayım…
Girdiğinde kervanlar, bu kapıdan içeri
Her yolcu Ehl-i Arif, her yolcu Gönül Eri
Kapatırken kapıyı, kervanın son neferi
Bazen hasbihal ile geçer günlerim, ayım
Bozkırda, dağ başında yalnız kervansarayım…
Benim bağrımda verir; dert, keder meyvesini
Bu yolda gidenlerin, görmedim hevesini
Bazen de kucağımda, verir son nefesini
Matemim hiç eksilmez, geçer günlerim ayım
Ağıtları ezbere, bilen kervansarayım…
Her gidenle gönderdim, selamım almadı mı?
Posta Kuşu’na verdim, ulağım varmadı mı?
Ey meçhulün yolcusu, hiç hatrım kalmadı mı?
Hep senin hatıranla, geçti günlerim ayım
Anılarla avunan, garip kervansarayım…
Ereğli 9 Mart 2011
Yüksel Erentürk YILMAZ
5.0
100% (3)