14
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1768
Okunma

//aşk odu yürekte bir kere yanmaya görsün
külleri kalır, meşalesi hiç sönmez, ömür boyu yanarsın.!//
yine, yangın ortasına tohum atıyorken bahar,
mavi anemon çiçeği açıyor bakışlarında
ve çıkmaz yollarında sabahlarken “Bülbül-ü Şeyda”
seher yıldızı düşüyor eteklerime
kirpiklerindeki soğuk iklimlerden
titriyor bedenim
topuklarıma iniyor sanki dünyanın dümeni
güneşin saçlarını okşuyor yüreğim
ben her gece tan yeri gözlerinde sabahlıyorum
uykuya hasret sabahında nöbetlerdeyim.
//sabah kepenklerini açarken yeni bir umuda
hanımeli kokar gerdanında gökyüzü//
ve
bir ateş böceği yakar ruhumun en mahrem yerini
ılık nefesinde taçlanır baharın yediveren buseleri
koyun koyuna sarılırken yüreklerdeki ritimler
tomurcuklar sular gözlerim, gözlerindeki gül-i zarı
her nefes alışında içimde yanan kor gibi yakar tenin
bil ki seni…
biliyorum ki!...
kaderimin ağır aksak ayağına koltuk değneği olacak ellerin
gönül yaralarıma otacı, yüreğine baş tacı,
ikiz kule gibi yükselen, dev gibi sevgimiz,
sadece ikimiz…
mevsimler kapansın aylara kilit vurun sırtından
her mevsim baharı gösterir aşk ibresinde
miladımız sıfır kalacak
biliyorum…
//ilk defa nefes alıyorum,
ilk defa âşık oluyorum,
ilk defa yaşıyorum,
sanki..//
yine tarıyorum aşk tarağınla saçlarımı
her tarafım dizi dizi belik,
cennetine ram olmuş kıldan ince bükülmüş boynum
kelebekler dans eder yeşil çimenli gönül hanemde
başköşede bir minder!
papatyalar, üstünde "cengi tutmuş" ellerinde beyaz karanfiller
yere bakan gözlerin, geçerken sahilimin izinde,
karışır ummana içimden akan engin bir deniz...
kıvrım kıvrım ırmaklarında coşar benliğimdeki duygular,
mavi ökçende ezilen volkanları kıskandıran sev(g)imiz
bir ömür boyu ikimiz…
…
5.0
100% (11)