Naftalin kokulu beyaz mendiller Fâtihalar okurken
Sekînet iner kabre ceset uğurlanırken



İhânet saçmaları isâbet etti vuruldu sadak
Yarına ümit taşıyorduk oysa ak ve pâk
Servetini yitirdi serviler
Derûnî bir ses duyuldu: Tak,tak,tak…


Hâl doğdu
Kimlik tesbiti yapıldı istikbâlin
Zamanın takvimi hayatla doldu
Oyunlar oynandı tarih sahnesinde
Zorlu imtihanlar yaşandı
Ve bir gün
Tanıdık gölgeler haykırdı
Mağlubiyet kaçınılmazdı


Tohum intizârlaştı tiyatro sahnesinde
Paytak pehlivanlar türedi neyransı mevsimlerde
Pazarlıklı gülüşler var şimdi mekânın ecesinde
Telef oldu “telgrafın tellerine konan kuşlar”
Kibir kasırgasının arefesinde
Sâbıka bayrağımız asılı surların şerefesinde
Sâkî çoktan ölmüş vîrânesinde

Limanda sahte bir yakamoz
Ruhumuzda karış karış bir aldanış
Kırmızıya dönmüş öldüremediğimiz haykırış…

Ey,kar ortasında, yangın yangın yağan hüzün !
Kafesi özleyen bülbüllere yardım et
Kâbus bölüşülen gecede
Karanlığın sergüzeştini seyret

Bizi affet !...


(MART / 2011)


Dursun Tiftik