4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1688
Okunma
Üstünde mağrurca dolaşıyorum;
Bugün ayağımın altında toprak!
İstediğim yere ulaşıyorum;
Fark etmiyor yakın ve yahut ırak.
Yeşil çimenleri ezer geçerim,
Altını düşünmez gezer geçerim,
Aldırış etmeden sezer geçerim;
Her yıl misalimken hazanda yaprak.
Yakın da gün gelir ben ezilirim,
Sıraya girerim ve büzülürüm,
Yapa yalnız kalır çok üzülürüm;
Yakar yüreğimi zamansız firak.
Küçük kıyametle üflenir sura,
En çok sevdiklerim gömer çukura,
Orada ihtiyaç çok fazla nura;
Hem dar, hem karanlık, bir müddet durak!
Âlemi ervah ve dünyadan sonra;
Makber de yıkılır, eserde bora;
Mahşere çıkılır dördüncü tura;
Ararız bir gölge, ararız sancak.
Herkeste telaş var koşar bir yana,
Babada fayda yok, nerede ana,
Hesap kitap en zor ter basar cana;
Rahmet olmaz ise, ortalık kurak.
Daha sonra sırat zorlu bir bölüm,
Bir burası kaldı korkutan çölüm,
Geçene ne mutlu sarmadan ölüm;
Bundan sonra cennet, cehennem uğrak!
Ne mutlu cennetle nasiplenene,
Ne mutlu rahmetle nasiplenene,
Şefi-i Ahmet’le nasiplenene,
Zaman ne getirir? Şimdilik merak!
Salih Yıldız…25.02.2011
.
5.0
100% (5)