Nail Yavuz
52 şiiri kayıtlı

AYRILIKLAR KENTİ

Nail Yavuz
  0,0 / 0 kişi ·1 beğenme · 15 yorum · 1141 okunma

Günün şiiri
Okuduğunuz şiir 7.11.2006 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.

AYRILIKLAR KENTİ



hüznü konuk etmiştik yine
ayrılık tam karşımdaydı
ayrılık dudaklarının arasındaydı
ki çoktan başlamıştı sonbahar rüzgarları
sensizliğe esen

birden,
ellerim / yitirdi ellerini

ıssızlığımı dağıtan gözlerini
sürmene bıçağı kirpiklerini
karanfil kokan nefesini
ve kendini alıp yanına
kırık dökük harflerle elveda dedin

bilmediğin bir kentin
hiç değişmeyen rüzgarlarında
unuttun her şeyi
ve terk ettiğin kenti

oysa,
gitmek savrulmaktır
yok ettin beni kaçışınla

ağu içeriyor ayrılığın
sürükleyip götürdün gülüşlerimi

ne kadar oldu bilmiyorum
yollarını gurbet kesmiş
zaman yağıyor sensizlikte

kuşların kanatları kırık
bulutların rengi yok
şiirlerin tadı kaçık
gerçeklerine döndü izmir akşamları

bu gidişin başlangıcı neydi
sonu belirsiz miydi..

aslında zamansız bir ayrılıktı
yokluğun olmasa beni ne öldürebilirdi
ki bu kadar acı vermezdi ölüm

gittiğin günden beri
dalgaları yalnız bir deniz
köpük köpük uykuda düşler
şaraba döndü üzümün tortusu
uzun uzun büyüdü içimdeki hasret
umudun gölgesi bile kalmadı
özlemekten yorgun düştü

belki de eksiktir tuttuğum notlar
içimde bir şeyler kırık dökük
sahil evlerinde ki deniz gülüşünü özledi
yağmur sildi ayak izlerimizi
kimsesiz akşamlar başladı
yürüdüm güneşleri sensiz yıkıldım
hani denizin suyu çekilince
gelecektin yağmurlarınla
takvimdeki yapraklar yerinde sayıyor

uçurumlar mı derin
dağlar mı çok yüksek
hangi ihanetin küfü bulaştı
hangi büyülü yağmurlarda ıslandın
kime ait düşlerin
dönmüyorsun hala
bu yalnızlar kentine

takılır gözlerim uzaklara
dur hele yaz gelsin derim
barışırız belki derim
derim de avuturum kendimi
bir mevsimin hatırı için
üç mevsimin yalnızlığını çekerim
kendimin bile duyamayacağı
sessizlikte boğulurum

yaşamayı çekilir kılan
bir şeyler olmalı yaşamda

çoğalan yılların yorgunluğunda
kilitlediğin acılarımdı
acılar ki umutlarımın hırsızı

keşkelerle dolu
bir ömrü tüketiyorum
yaşam artığı yalnızlıklarda

uykularımı çiğniyorum esmer gecelerde
kaç kez üstüme gelse de ayrılıklar

yolunu hala bekleyişim neden
git gide derinleşiyor susuşlar
uzun bir yalnızlık doluyor aramıza

ne kadar yakınındayım uzağın
bilmiyorum
erteleme artık gelişini
tutsaklığımın bedeli
ödenmemeli bir ömürle

yoksa,
aykırı bir zaman mıydı sorguladığım
ne zaman seni düşünsem
bu kent’te yangınlar çıkıyor
ne zaman siren sesi duysam
yangın yeri yüreğim
kitabın sayfalarında vardı bu yangın
yok diyorsun
anlıyorum ama var biliyorsun
sevgilimiydi izmir sen mi izmir’din
belki de şımartılmış
yalanlardı yazdıklarım.

damıtılırken özlemlerim
dönmemiştin hala geri
izmir hala sensiz uyanıyor
tuşlarında piyanoların
tellerinde kemanların
yar diye sen çalınıyorsun

bense her akşam
çamurlar yoğuruyorum
bu kentin gözyaşlarından.....

ılgın kokulu bir yağmura başlarken
kordon boyundaki gece de
bir kadının yüzü yüzüme değiyordu
iz düşümün çizilmişti dudaklarına
dudaklarıma anason lekesi bulaşmıştı
sarhoştum, yorgundum üstelik
içtikçe boşalan kadehlere
meltem doluyordu
adsız ilişkiler öncesinde
dudaklarını yalıyorlardı gece yosmaları
bense seni düşünüyordum
dudaklarında soluklandığım
o ılık öpüşünü
ve doyumsuz birlikteliğimizi

aslında gurbet hep olacaktır
bitmeyince bu gidiş gelişler
yeter ki sevgiler bitmesin

bir kum saatlik zamanda
bir şiir çıkartmasıydı
cüzdanımda sakladığım resmin
yağmala yüreğimi
ben yalnızlığınım

şimdi,
bir şişe rüzgar içip
başımı omzuna koymak varken
küflenmiş karanlıklarda sabahlıyorum
ayaz esiyor acılarımı kanatırcasına
ayrılıklar yontuyor ömrümü
yalnızlıklarımın ardına gizlenmiş
yüreğim çığlığım kan

sen düşüp de boğulduğum su değil misin
ellerinle hazırlamamış mıydın en tatlısını zehrin
umutsuzlukları tutuştururken ellerime
acılara bilenen hançer yakışmıştı sırtıma

bitti su da yürüme denemelerim
yaralarımı kendi ellerimle dikiyorum
rendelenmiş un ufak olmuş
kayıpların içinde yaralıyım
bil ki keşmekeş yaşamdayım
fırtınalarda ıslanıp üşüyorum

uzun öyküler istemiyorum
koşup giden yıllarda boşuna yorma beni
umut kırgın
küfür gibi sızılar var içimde
söz dinlemiyor yaşamak
silahlanmış anılar basıyor gecelerimi

saklı tuttuğum belki de çaresizliğimdir
gözlerimin altındaki siyahlarda
acılarımın tenhalığını biriktiriyorum

yitik dostlukların kavşağında
az buçuk tutunmak istemiştim yüreğine
yetmedi işte
kırıldım dallarında

yağmur muydu yağan
yoksa yıllar mı
yalnızlıkların toplamı kaçtı
bilmiyorum
yine de sen
en büyük rakamı bana ayır
zaten yalnızdı yalnızlık
o ben oluyordum
o kent ben oluyordum

tüm sevinçlerim senin yaşında
yurt bilirim sıcak yüreğini
yalnızlıkla uzlaşamadım
giyin yağmurları gel artık bana
düşleri bozulmadan çiçeklerin

bütün ellerimi sana uzatıyorum
geliyorum desen
bir solukluk vaktim var desen
beklemez miyim seni
kaybettiğim yerde
gelecekten ötesi yok
getir bana geleceği
gözlerimde bir tutam umut
bekliyorum seni

gelirsen,

en uzak tutkularını

acılarla yoğrulmuş özlemlerini getir

gelirsen, ki gel

gelirken kendini getir

gel ki,

sevinç yaşlarımı akıtayım omzuna

solmayan karanfiller açsın

gel ki,

bir şiir daha hüzünle bitmesin

NAİL YAVUZ
İzmir, 2003
Şiiri Değerlendirin
 
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
AYRILIKLAR KENTİ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?

AYRILIKLAR KENTİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
8 Kasım 2006 Çarşamba 18:20:46
yağmala yüreğimi
ben yalnızlığınım
yine de sen
en büyük rakamı bana ayır
zaten yalnızdı yalnızlık
o ben oluyordum
o kent ben oluyordum

İzmir'den sevgiler.çOOK GÜZEL.Alkış.
8 Kasım 2006 Çarşamba 17:08:10
AYRILIKLAR KENTİ


hüznü konuk etmiştik yine
ayrılık tam karşımdaydı
ayrılık dudaklarının arasındaydı
ki çoktan başlamıştı sonbahar rüzgarları
sensizliğe esen

birden,
ellerim / yitirdi ellerini

ıssızlığımı dağıtan gözlerini
sürmene bıçağı kirpiklerini
karanfil kokan nefesini
ve kendini alıp yanına
kırık dökük harflerle elveda dedin

bilmediğin bir kentin
hiç değişmeyen rüzgarlarında
unuttun her şeyi
ve terk ettiğin kenti

oysa,
gitmek savrulmaktır
yok ettin beni kaçışınla

ağu içeriyor ayrılığın
sürükleyip götürdün gülüşlerimi

ne kadar oldu bilmiyorum
yollarını gurbet kesmiş
zaman yağıyor sensizlikte

kuşların kanatları kırık
bulutların rengi yok
şiirlerin tadı kaçık
gerçeklerine döndü izmir akşamları

bu gidişin başlangıcı neydi
sonu belirsiz miydi..

aslında zamansız bir ayrılıktı
yokluğun olmasa beni ne öldürebilirdi
ki bu kadar acı vermezdi ölüm

gittiğin günden beri
dalgaları yalnız bir deniz
köpük köpük uykuda düşler
şaraba döndü üzümün tortusu
uzun uzun büyüdü içimdeki hasret
umudun gölgesi bile kalmadı
özlemekten yorgun düştü

belki de eksiktir tuttuğum notlar
içimde bir şeyler kırık dökük
sahil evlerinde ki deniz gülüşünü özledi
yağmur sildi ayak izlerimizi
kimsesiz akşamlar başladı
yürüdüm güneşleri sensiz yıkıldım
hani denizin suyu çekilince
gelecektin yağmurlarınla
takvimdeki yapraklar yerinde sayıyor

uçurumlar mı derin
dağlar mı çok yüksek
hangi ihanetin küfü bulaştı
hangi büyülü yağmurlarda ıslandın
kime ait düşlerin
dönmüyorsun hala
bu yalnızlar kentine

takılır gözlerim uzaklara
dur hele yaz gelsin derim
barışırız belki derim
derim de avuturum kendimi
bir mevsimin hatırı için
üç mevsimin yalnızlığını çekerim
kendimin bile duyamayacağı
sessizlikte boğulurum

yaşamayı çekilir kılan
bir şeyler olmalı yaşamda

çoğalan yılların yorgunluğunda
kilitlediğin acılarımdı
acılar ki umutlarımın hırsızı

keşkelerle dolu
bir ömrü tüketiyorum
yaşam artığı yalnızlıklarda

uykularımı çiğniyorum esmer gecelerde
kaç kez üstüme gelse de ayrılıklar

yolunu hala bekleyişim neden
git gide derinleşiyor susuşlar
uzun bir yalnızlık doluyor aramıza

ne kadar yakınındayım uzağın
bilmiyorum
erteleme artık gelişini
tutsaklığımın bedeli
ödenmemeli bir ömürle

yoksa,
aykırı bir zaman mıydı sorguladığım
ne zaman seni düşünsem
bu kent''te yangınlar çıkıyor
ne zaman siren sesi duysam
yangın yeri yüreğim
kitabın sayfalarında vardı bu yangın
yok diyorsun
anlıyorum ama var biliyorsun
sevgilimiydi izmir sen mi izmir''din
belki de şımartılmış
yalanlardı yazdıklarım.

damıtılırken özlemlerim
dönmemiştin hala geri
izmir hala sensiz uyanıyor
tuşlarında piyanoların
tellerinde kemanların
yar diye sen çalınıyorsun

bense her akşam
çamurlar yoğuruyorum
bu kentin gözyaşlarından.....

ılgın kokulu bir yağmura başlarken
kordon boyundaki gece de
bir kadının yüzü yüzüme değiyordu
iz düşümün çizilmişti dudaklarına
dudaklarıma anason lekesi bulaşmıştı
sarhoştum, yorgundum üstelik
içtikçe boşalan kadehlere
meltem doluyordu
adsız ilişkiler öncesinde
dudaklarını yalıyorlardı gece yosmaları
bense seni düşünüyordum
dudaklarında soluklandığım
o ılık öpüşünü
ve doyumsuz birlikteliğimizi

aslında gurbet hep olacaktır
bitmeyince bu gidiş gelişler
yeter ki sevgiler bitmesin

bir kum saatlik zamanda
bir şiir çıkartmasıydı
cüzdanımda sakladığım resmin
yağmala yüreğimi
ben yalnızlığınım

şimdi,
bir şişe rüzgar içip
başımı omzuna koymak varken
küflenmiş karanlıklarda sabahlıyorum
ayaz esiyor acılarımı kanatırcasına
ayrılıklar yontuyor ömrümü
yalnızlıklarımın ardına gizlenmiş
yüreğim çığlığım kan

sen düşüp de boğulduğum su değil misin
ellerinle hazırlamamış mıydın en tatlısını zehrin
umutsuzlukları tutuştururken ellerime
acılara bilenen hançer yakışmıştı sırtıma

bitti su da yürüme denemelerim
yaralarımı kendi ellerimle dikiyorum
rendelenmiş un ufak olmuş
kayıpların içinde yaralıyım
bil ki keşmekeş yaşamdayım
fırtınalarda ıslanıp üşüyorum

uzun öyküler istemiyorum
koşup giden yıllarda boşuna yorma beni
umut kırgın
küfür gibi sızılar var içimde
söz dinlemiyor yaşamak
silahlanmış anılar basıyor gecelerimi

saklı tuttuğum belki de çaresizliğimdir
gözlerimin altındaki siyahlarda
acılarımın tenhalığını biriktiriyorum

yitik dostlukların kavşağında
az buçuk tutunmak istemiştim yüreğine
yetmedi işte
kırıldım dallarında

yağmur muydu yağan
yoksa yıllar mı
yalnızlıkların toplamı kaçtı
bilmiyorum
yine de sen
en büyük rakamı bana ayır
zaten yalnızdı yalnızlık
o ben oluyordum
o kent ben oluyordum

tüm sevinçlerim senin yaşında
yurt bilirim sıcak yüreğini
yalnızlıkla uzlaşamadım
giyin yağmurları gel artık bana
düşleri bozulmadan çiçeklerin

bütün ellerimi sana uzatıyorum
geliyorum desen
bir solukluk vaktim var desen
beklemez miyim seni
kaybettiğim yerde
gelecekten ötesi yok
getir bana geleceği
gözlerimde bir tutam umut
bekliyorum seni

gelirsen,

en uzak tutkularını

acılarla yoğrulmuş özlemlerini getir

gelirsen, ki gel

gelirken kendini getir

gel ki,

sevinç yaşlarımı akıtayım omzuna

solmayan karanfiller açsın

gel ki,

bir şiir daha hüzünle bitmesin



saygılarım.la
8 Kasım 2006 Çarşamba 01:50:02
İzmir midir bu şiiri yazdıran yoksa İzmir gibi sevilen yâr mı ...

Ne taraftan bakılırsa bakılsın, enfesti...Uzun şiirler beni gerçekten yorar aslında tarz olarak çok benimsediğim bir olgu değildir fakat, okurken şiirin içinden geçiyor ve masalsı bir sevgi anlatımı buluyorsa okur inanılmaz bir keyfle şiir tadında şiir okudum diyor kendi kendine...

Nail bey , kutlamak az kalıyor inanın tek kelime ile tanımla denirse MUH-TE-ŞEM-Dİ derim ve hatta dedim...

Var olun,şiir adına ,edebiyat adına gönül dolusu teşekkürler.

Selamlarım can saydığım şehrimin şairine...
8 Kasım 2006 Çarşamba 00:49:30
bitti su da yürüme denemelerim
yaralarımı kendi ellerimle dikiyorum
rendelenmiş un ufak olmuş
kayıpların içinde yaralıyım
bil ki keşmekeş yaşamdayım
fırtınalarda ıslanıp üşüyorum...

saygılarımla.
8 Kasım 2006 Çarşamba 00:09:21
Gönül coşmuş

İlham sağanağında

şiir gibi şiir okuyana şiir anlayana şiir şiirsevere şiir
kutlarım şair yüreği saygılarımla hoşçakalın...
7 Kasım 2006 Salı 23:04:22
şairlere ders veriyor harika gönül gülünü kokusunu kaybetmesin,gönül çiçeğiniz hergün yeniden tomucuklansın sevginiz ebedi olsun sevgiyle kalınız
7 Kasım 2006 Salı 15:50:41

içinde kabolduğum ender şiirlerden biriydi..
gözyaşların izdüşümü
yenildi anason kokularına
ve kum saati takılırken bir yerde
şair bir şiir çıkardı cebinden
su durdu şiir aktı bu sefer...

aklışlayarak kutladım...
uzunluğuna rağmen konusu kopmayan
hep bir sonraki mısrayı ve bölümü merak ettirip okutan..
şiirdi ...şiir gibi şiir....


..
7 Kasım 2006 Salı 15:30:55



bugüne kadar net üzerinden yayınlanan şiirler arasından parmakla gösterebileceğim,

bir şiir ... bir şair

edebiyat yolunda keyfini çıkart biraz yaslan şöyle bir arkaya bir sigarada bana uzat ... Fikret dostum ateş varmı sende

yok aslında şiiri okurken ben keyiflendim de kendime yandaş topluyorum :)


sevgiler Nail dost







7 Kasım 2006 Salı 11:35:29
Evet dikkatinize teşekkür ederim sayın Göle.

Bu şiirimin,
SEN İZMİRSİN başlıklı şiirimle bağlantısını yakalamışsınız.

Felsefede bir terim "bağlamdır"
Yani bir düşüncenin kendinden önceki ve sonraki düşünceye uygun düşmesi...

Bu şiirim de SEN İZMİRSİN şiirime ve bu adla yayımladığım
şiir kitabıma yaptığım atıflardan bir bölüm.

"yangın yeri yüreğim
kitabın sayfalarında vardı bu yangın
yok diyorsun
anlıyorum ama var biliyorsun
sevgili miydi izmir sen mi izmir''din "

Birbirine bakan, birbirini besleyen şiirlerime örnek
verebileceğim bu şiiri tam üç yılda yazdım.

Bu şiirlerimi andıkça hep Ahmet Telli'nin şu dizeleri gelir aklıma


ANISI BİZ OLALIM SOKAKLARIN

"Anısı biz olalım bu sokakların
öpüşmediğimiz tek saçak altı
hiç bir otobüs durağı kalmasın
Biz yürüyelim kent güzelleşsin
gürültüsüz sözcükler bulalım
yeni sevinçlere benzeyen "

Ahmet Telli


GİDERSEN YIKILIR BU KENT


Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider
Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında
Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki
Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar
Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı
Üşür müydük nar çiçekleri ürpeririken

Gidersen kim sular fesleğenleri
Kuşlar nereye sığınır akşam olunca

Sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu
Sustuğun yerde birşeyler kırılıyor
Bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun
Adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına
Öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor
Bir de seni ekliyorum susuşlarıma

Ahmet Telli

Paylaşmak istedim tüm şiir dostlarımla










Nail Yavuz tarafından 11/7/2006 11:54:18 AM zamanında düzenlenmiştir.
7 Kasım 2006 Salı 11:27:37

Uzun şiirlerin çoğu, uzadıkşa konudan uzaklaşıyor.
Birkaç kez kopuyor. Bu da şiire ivme kaybettiriyor.

Şiiriniz baştan sona akıcıydı ve aynı heyecanla okutturdu kendini. Harikaydı.

Tebrikler...saygıyla şairim

7 Kasım 2006 Salı 08:20:42
offf sabah sabah ne güzel bir siir okudum ..
sevgili Nail dost; bilirim böyle uzun soluklu siirlerini ...

kocaman alkislar .
cok tesekkürler ..

sevgimle .
7 Kasım 2006 Salı 03:45:46
her satırına ayrı bir cümle yazalabilecek kadar etkilendim. şiirinizden. aynı sizin sevdiğinizin gidişiyle uzun bir acı tufanına atılışınız gibi bende yavaş yavaş okudum şiiri ve çok hüzünlü bir keyif aldım. tüm temennim umudun size geri dönmesi. giden dönsün diyeceğim ama hangisi döndüki...yine umudun koynunda mutlu geçireceğiniz ve şiirlere içinizi dökeceğiniz günler olsun hayatınızda...çok ama çok sevdim ben bu şiiri. saygı ve sevgiyle kalın...
7 Kasım 2006 Salı 03:02:13
Sevgili dostum yüreğine sağlık,İzmir aşığı biri olarak okudukça her köşesinden izler bir anda beni de sarıp sarmaladı üstelik şiirdeki hüzünün içinde hep İzmir sana değil bu serzenişler diye diye okudum şiiri ayrılıklar kenti de olsa sevgili Yavuz'un dediği bir söz var Sen İzmirsin..Her şeye bedelsin diye devam ettireyim ben de sevgili dost inanılmaz keyifliydi..Yüreğine sağlık gelenlerinizin gidenlerden fazla olması dileğiyle sevgiyle ve sevdiklerinizle kalın her zaman sevgilerimle...

Çınar GÖLE
7 Kasım 2006 Salı 00:42:05
bütün ellerimi sana uzatıyorum
geliyorum desen
bir solukluk vaktim var desen
beklemez miyim seni
kaybettiğim yerde
gelecekten ötesi yok
getir bana geleceği
gözlerimde bir tutam umut
bekliyorum seni

Umutlarınız bitmesin mutlaka gelecektir vuslatlarınızda sevinç gözyaşlarınız aksın,Karanfiller hiç boyun bükmeden selam dursun sevginize..Kutluyorum..

Saygılarımla

Bahar
7 Kasım 2006 Salı 00:29:18
sen düşüp de boğulduğum su değil misin
ellerinle hazırlamamış mıydın en tatlısını zehrin
umutsuzlukları tutuştururken ellerime
acılara bilenen hançer yakışmıştı sırtıma ...


SAYGILARIMLA.

fatoş tarafından 11/7/2006 12:29:48 AM zamanında düzenlenmiştir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
Edebiyatdefteri.com'u kullanarak Çerez Politikamızı kabul etmiş sayılırsınız.