Gönül bir kahve ister, dost ile içmeye Çok hoş olur, dost ile içilen o kahve Ya, birde tuzlu ikram edilirse size! Düşünün, nerede ikram olur o bize?
Bir adettir, kız istemeye gidenlere Kız yapar, ikram ederdi kahveyi de Eskiden, görücü usulü isteyenlere Tuzlu kahve ikram ederdi kız istemezse
Dünyaya geldiğimiz an, ilk ses ağlamak Nedir bu ağlamak ile dünyaya gelmek Bizlere; hoş geldin, diye ikram edilmek İstenen, o tuzlu kahveyi mi içirmek!
Yoksa dünyamı bizi, biz mi o dünyayı İstemeden doğduk diye, hep ağlamayı O zaman, tuzlu kahve içmiş gibi o anı İçip de dünyaya gelip, burada yaşamayı
Her insan, kabul eylemiş artık belli ki İstese de, istemese de, ne eylemeli! Hayata, tuzlu kahve içmiş gibimi gelmeli? İstemesek de, elden ne gelir, böyle bilmeli!
Alem-i Sır
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
işte eskiden yapılırdı bu adetler... ama hala yapılabiliyor.. Benim oğluma da tuz yerine bol şekerli kahve yaptılar . Ama ancak bir yudum içebildi.. Şİmdi tuz yerine artık bol şeker.. tebrikler, dizeler çok güzel sevgiler..
Çok haklısın Dost ekidendi ve gönülden samimiyetle yapılırdı bu; adet, gelenek ve göreneklerimiz. İşte, arada bir de olsa aklımıza geldikçe, hafızalarımızda canlansın ve hatırlansın maksadı ile biz son hatırlayan ve hatırlatanlar adına, elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz DOST! Sağ olasın ve teşekkür ederim!
Çok haklısın Dost ekidendi ve gönülden samimiyetle yapılırdı bu; adet, gelenek ve göreneklerimiz. İşte, arada bir de olsa aklımıza geldikçe, hafızalarımızda canlansın ve hatırlansın maksadı ile biz son hatırlayan ve hatırlatanlar adına, elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz DOST! Sağ olasın ve teşekkür ederim!
"dost yüreğin dert görmesin saygı ve selam ile" Bir DOSTUN tek kelimesi, can-ı gönülden gelen bir DOSTLUK müjdesidir! Saygı ve dostluk sevgisiyle, teşekkürler DOST!
"dost yüreğin dert görmesin saygı ve selam ile" Bir DOSTUN tek kelimesi, can-ı gönülden gelen bir DOSTLUK müjdesidir! Saygı ve dostluk sevgisiyle, teşekkürler DOST!
Evet bir kültürdür bizde damat adayına tuzl kahve içirmek, bir adettir Anadulu'nın bazı bölgelerinde sağdıcı yakalayıp dövmek ,parasını almak, blaşık yıkatımak, bir adettir gelinin önünde kurban kesmek başından aşağı şekerler,meyeveler serpmek eski dinlerden yada kültürlerden miras kalank adetlerdir....Şair şiirinizi ve yüreğinizi kutlarım... Saygılarımla
Selamlar! Mehmet Çobanoğlu dost, her yöremizin değişik adetleri var. Bu da bizim kültür zenginliğimizin bir göstergesidir. Bizler kültürümüzü yaşatmalıyız ve onu dahada zenginlikleriyle dünyaya tanıtmalıyız, sanırım. Size de çok teşekkür ederim ve sağlıklı, huzur dolu bir hayat dilerim!
Selamlar! Mehmet Çobanoğlu dost, her yöremizin değişik adetleri var. Bu da bizim kültür zenginliğimizin bir göstergesidir. Bizler kültürümüzü yaşatmalıyız ve onu dahada zenginlikleriyle dünyaya tanıtmalıyız, sanırım. Size de çok teşekkür ederim ve sağlıklı, huzur dolu bir hayat dilerim!
Bilinir bir hikayedir.. Ama beğeniyle okumuştum. Uzuncadır. Şiirinizi okuyunca anımsadım ve paylaşmak isterim izninizle bu hikayeyi..
Tuzlu Kahve... kıza bir partide rastlamıştı.. harika birşeydi. o gün peşinde o kadar delikanlı vardı ki... partinin sonunda kızı kahve içmeye davet etti. kız parti boyu dikkatini çekmeyen oğlanın davetine şaşırdı ama tam bir kibarlık gösterisi yaparak kabul etti. hemen köşedeki şirin kafeye oturdular. delikanlı öyle heyecanlıydı ki, kalbinin çarpmasından konuşamıyordu. onun bu hali kızın da huzurunu kaçırdı...
“ben artık gideyim” demeye hazırlanırken, delikanlı birden garsonu çağırdı.
“bana biraz tuz getirir misiniz” dedi. “kahveme koymak için.”
yan masalardan bile şaşkın yüzler delikanlıya baktı. kahveye tuz! delikanlı kıpkırmızı oldu utançtan ama tuzu kahvesine döktü ve içmeye başladı.
kız, merakla “garip bir ağız tadınız var.” dedi.. delikanlı anlattı: “çocukken deniz kenarında yaşardık. hep deniz kenarında ve denizde oynardım. denizin tuzlu suyunun tadı ağzımdan hiç eksilmedi. bu tatla büyüdüm ben. bu tadı çok sevdim. kahveme tuz koymam bundan. ne zaman o tuzlu tadı dilimde hissetsem, çocukluğumu, deniz kenarındaki evimizi ve mutlu ailemi hatırlıyorum... annemle babam hala o deniz kenarında oturuyorlar. onları ve evimi öyle özlüyorum ki...”
bunları söylerken gözleri nemlenmişti delikanlının... kız dinlediklerinden çok duygulanmıştı. içini bu kadar samimi döken, evini, ailesini bu kadar özleyen bir adam, evi, aileyi seven biri olmalıydı. evini düşünen, evini arayan, evini sakınan biri... ev duyusu olan biri... kız da konuşmaya başladı. onun da evi uzaklardaydı. çocukluğu gibi...
o da ailesini anlattı. çok şirin bir sohbet olmuştu... tatlı ve sıcak. ve de bu sohbet öykümüzün harikulade güzel başlangıcı olmuştu tabii... buluşmaya devam ettiler ve her güzel öyküde olduğu gibi, prenses, prensle evlendi. ve de sonuna kadar çok mutlu yaşadılar. prenses ne zaman kahve yapsa prensine içine bir kaşık tuz koydu, hayat boyu... onun böyle sevdiğini biliyordu çünkü...
40 yıl sonra, adam dünyaya veda etti. “ölümümden sonra aç” diye bir mektup bırakmıştı sevgili karısına. şöyle diyordu, satırlarında: “sevgilim, bir tanem. lütfen beni affet. bütün hayatımızı bir yalan üzerine kurduğum için beni affet. sana hayatımda bir tek kere yalan söyledim.. tuzlu kahvede.
ilk buluştuğumuz günü hatırlıyor musun? öyle heyecanlı ve gergindim ki, şeker diyecekken ‘tuz’ çıktı ağzımdan. sen ve herkes bana bakarken, değiştirmeye o kadar utandım ki, yalanla devam ettim. bu yalanın bizim ilişkimizin temeli olacağı hiç aklıma gelmemişti. sana gerçeği anlatmayı defalarca düşündüm. ama her defasında korkudan vazgeçtim. şimdi ölüyorum ve artık korkmam için hiçbir sebep yok...
işte gerçek: ben tuzlu kahve sevmem! o garip ve rezil bir tat. ama seni tanıdığım andan itibaren bu rezil kahveyi içtim. hem de zerre pişmanlık duymadan. seninle olmak hayatımın en büyük mutluluğu idi ve ben bu mutluluğu tuzlu kahveye borçluydum. dünyaya bir daha gelsem, herşeyi yeniden yaşamak, seni yeniden tanımak ve bütün hayatımı yeniden seninle geçirmek isterim, ikinci bir hayat boyu daha tuzlu kahve içmek zorunda kalsam da...”
yaşlı kadının gözyaşları mektubu sırılsıklam ıslattı. lafı açıldığında birgün biri, kadına “tuzlu kahve nasıl bir şey?” diye soracak oldu..
gözleri nemlendi kadının... çok tatlı!.. dedi...
Daim olsun kaleminiz.. Ve tuzlu kahve içebileceğiniz dostlarla dolu olsun ömrünüz. Saygımla..
"Bilinir bir hikayedir.. Ama beğeniyle okumuştum. Uzuncadır. Şiirinizi okuyunca anımsadım ve paylaşmak isterim izninizle bu hikayeyi.." Evet, ne tesadüftür ki; bende bu şiiri okudum ve okudukça çok derin anlam ve duygulara kapılmıştım, okudukca da içime bir ilham geldi ve birden böyle bir şiirin mısraları sanki kendiliğinden dökülüverdi ve bana yazdırdı. İşte, böyle derinden etkileyici ve madden olduğundan belkide, manevi anlamı çok daha etkileyici olan (yaşanmış veya yaşanabilir) olayları bir hikaye olarak bizlerin okuması ve içeriğini çok iyi anlayabilmemiz bakın görün ki, insanlara ne çok anlamlı duygular yüklüyor. "sera" hanım, bende size bu hikayeyi benim ondan etkilenerek ve sanki bu hikaye onunla değişik bir etkileyişi olan bir şiirin yorumuna (Benide yaz!) dedi ve sizde yazdınız. Bende bir daha sayenizde ondan ilham alarak yazdığım şiirimin yorumunda, onu bir daha okuma şerefine kavuştum. Size çok teşekkür ederim ve gönülden, sevi dolu saygılarımı sunarım. Aslında dünyada tesadüf denen hiç ama hiç bir şey yoktur. Her şeyin bir nedeni vardır. Sağlık dolu, huzurlu ve sevgiyle kaynaşmış mutlu bir hayatınız olsun dileklerimle! Tekrar teşekkür ederim, saygılarımla!
"Bilinir bir hikayedir.. Ama beğeniyle okumuştum. Uzuncadır. Şiirinizi okuyunca anımsadım ve paylaşmak isterim izninizle bu hikayeyi.." Evet, ne tesadüftür ki; bende bu şiiri okudum ve okudukça çok derin anlam ve duygulara kapılmıştım, okudukca da içime bir ilham geldi ve birden böyle bir şiirin mısraları sanki kendiliğinden dökülüverdi ve bana yazdırdı. İşte, böyle derinden etkileyici ve madden olduğundan belkide, manevi anlamı çok daha etkileyici olan (yaşanmış veya yaşanabilir) olayları bir hikaye olarak bizlerin okuması ve içeriğini çok iyi anlayabilmemiz bakın görün ki, insanlara ne çok anlamlı duygular yüklüyor. "sera" hanım, bende size bu hikayeyi benim ondan etkilenerek ve sanki bu hikaye onunla değişik bir etkileyişi olan bir şiirin yorumuna (Benide yaz!) dedi ve sizde yazdınız. Bende bir daha sayenizde ondan ilham alarak yazdığım şiirimin yorumunda, onu bir daha okuma şerefine kavuştum. Size çok teşekkür ederim ve gönülden, sevi dolu saygılarımı sunarım. Aslında dünyada tesadüf denen hiç ama hiç bir şey yoktur. Her şeyin bir nedeni vardır. Sağlık dolu, huzurlu ve sevgiyle kaynaşmış mutlu bir hayatınız olsun dileklerimle! Tekrar teşekkür ederim, saygılarımla!
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.