13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1570
Okunma

düş yastığında çileli serim
çok uzaklardan duyuyorum çığlık, çığlık sesin
göremiyorum lakin
içimde yatıyor yüreğimin hain saldırışı
hatırlatıyor seni beynim el ense edince geceyle
farklı olansa öfkem bir dev kadar
ben dağları yıksam yutsam sonra huzurumu yıkar ellerim
anla
şenliğe savaş açmaz hiç kimse
yani Bu devride
aşk için ölmek bir şey değil
gölgemin elinde can alıcı var
tez yaşadığım hayat yüzleşmeli sen ile
barış sözcükleri süslensin
bu şehir bu baş belası küskünlüğümün aynasın da
namlu gibi şakağımda yalnızlığımın deryasın da
sorsam ki ne fayda adresin beli değil
halen aynı evde misin?
veresiye ekmek alıyor musun bakkaldan
veresiye mektup gönderilmez biliyorsun
bir var ki
komşu çocukları gönüllüdür hep
sevda mektuplarını taşımaya
bir değişmeyen odur belki de
hiç cevap vermiyorsun
öyle hırçın bir deryadasın ki
bana karışı dümen kırmıyorsun
bir hayalsin yanlışlıkla hatırlarımıza el atmışım
zaten buzları çözülmeyen kar dağları yürekliydin
düş tipisinde olan benim
bu nefretim benim bakış açım
benim hırçınlığım sadece
bir huzur bulamadım ne dışarıda nede evde
sadece içimde ezdim aşk acısını
iki diş anı koyarak
hepsi o kadar...................................................................