4
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1678
Okunma

Aşkın Dilidir Üşüyen
Sen hâlâ bu şehrin Afrodit’iyle oyalanıyorsun
mahzun çöllerin öncesiydi, Kleopatra Öridis
yüzündeki ten, rüzgârın şımarttığı, kızıl derili
ay ışığında imlekler atan, bir Hollywood’lu
bir iğdiş şehvetinde, hükmü, başrol oyuncusu
dalıveriyorum arada bir, ne kadar özlemişim
o eski filmleri
sahnelerde kalan, o gönül zenginliklerini hatırladıkça
aklım karışıyor, hangi yüreğe girsem,
ülkem yok benim.
Ben haziranım, hiç kış görmedim
sen hiç bahar görmemiş, bir başka mevsim
küçücük ellerinle, oynamaya ne kadar alışmıştım
yine kulaklarıma neler fısıldıyorsun
bu öğütler taşımaz beni, ben aldım payıma düşeni.
Bak! senin öyle düşündüğün gibi ölmem,
bilsem
geleceğinizi, her geçtiğin sokağa
adını yazdırırdım, satır satır
öğrenmedin gitti, ben sana mecburum şarkısını.
Bu akşam dostlarımla yeni bir dünya kurduk
şimdi Didim’de, külrengi bir bulut’u
öpüyorum sessizce,bir serzeniştir, isyanım
bilmiyor musun? hangi kentte olduğumu,
hangi limanda seni beklediğmi;
sana kırmızı güllerle, beyaz örtülü
sofralar kurmuştum, ama sen yoktun.
Yıllar sonra... pürtelaş bübüllerle, tenhâ
bir yaza sığındım
ne ihanetlerden usandım, ne de acılardan
aşkın dilidir üşüyen,
öyleyse gel, yanan dudaklarınla
gittiğin bir sebep değil, belki de bir neticedir.
Nuri Dağdelen
Özdere-İzmir
24. 1.2011
Saat: 14.45
5.0
100% (5)