yıllar önce gömdün sen, sesimi hiç duydunmu,
yürek feryatlarımı an layıpta çözdünmü.
vefasız tarlalara akıttın sularını,
yürek yakan acıma bir damla su verdinmi.
gözlerine asılan şehvetin perdesini,
masum aşk kalemiyle,yırtıp atabildinmi.
nil ve fıratın rengi karışırken rengine,
aşk ateşi ile yanan gözleri görmedinmi,
söyle neydi niyetin, neden terk ettin beni.
muhakkak gün gelecek ölecegiz hepimiz,
soguk mermer taşına yazılacak bahtımız,
açılan sorgu sual defterde hesabımız,
sorulurken hesaplar, sıra sana gelecek.
yanacagım ateşte bir gün bitecek azap,
sıra sana gelince hesabın zor olacak.
bilki senin azabın bitmeyecek mahşerde,
bilki orada zaman, asırlar kadar da zor,
herkes ulu mahşerde TANRI nın huzurunda,
defterler açılınca, hesaplar sorulacak,
tüm mecnunlar leylayla kalkacak mezarlardan,
sadece ben, kalacagım mezarda tek başıma.
sev evneler, sevilenler tutuşarak elele,
cehennem ateşinden geçecekler yanmadan,
senin hesap anında mezardan kalkacagım,
seni yakan ateşe bir odun atacagım,
işte o zaman ruhum erecek sukunete,
o karanlık yerimde huzurla kalacagım.