3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1863
Okunma

ZORAKİ SEYYAH
Ki ben ne vakit gitmek geçse aklımdan
Meczup bir Donkişot nağmesidir hatırat
Oysa çok zaman önce
Ölmemişken sen gözlerimde
Ki dönülmez değilken yollar
Bir günceydi hepsi
Biraz laf kalabalığı
Hafiften zaman artığı
İşte yelkensiz gemileri denizlerin
Sinop’tayım
Bin bir biçimde elimde yarı bozuk bir pusula
Dağların ıskalanmış lığından denizlerin sessizliğine varıyorum
Diyorsun bir vakit
Gitmeli…
Bak işte gidiyorum
Oysa sen
Ki sesin hala temizken
Sen bir yol bulup giderken
Ben anıları biriktiriyordum gözlerimde
Sesimde bir küfür açık seçik rüzgâra karışıyor
Rast gele bir garda
Gecikmiş trene sövüyorum
Bir yapmacık gece gözlerimde
Yolcular kaçamak yok kaçak
Ben zoraki seyyah
Sen zoraki sevgili
Ve işte böyle sevgili ben bir vakit daha uçacağım
Mavi gökte
Sen bir vakit daha susacaksın ellerin titreyişlerde
Ki belki bir gün
Yollar dönülmez olduğunda
Döneceğim sana
Oysa sen…
Sen sık sık susan susarken de
Dalga dalga çağlayan çocuk
Yol buluk yoldaş bulup ıssızlaşan
Ben
İlk vaktin temiz kalmış mavisinde
Zoraki seyyah
Ben şimdi bir yol bulup giderken sende
Şahmeranlar kesecek dilimi
Henüz harap olmamış eski şehirlerde
Gözlerimde bir efsaneyken yazılmış
Tüm sevdalar
Akdamar ateşidir avuçlarımda kalan sesin
İşte şehr-i-İstanbul
Sarhoşlar sokuluyor usuldan koynuna
Bir şehrin geçkin sevdasında
Ben senden uzak neresi varsa
Oraya yol alan sus
Üstelik gözyaşlarımı bırakıyorum usuldan
Yol üstü rüşvet namına
Bu gitmeler bir kurşun yükü
Sokaklar avare dilsiz
Yalnızlığın başkentinde
Bildiğin gibi hep aynı
Hele sensiz bir başka karanlık
Ankara
Bir dağ bir bulut bir damla kan
Ve bir gece bırakıyorum ardımda
İsyanın başkentinde
Beklide ölümler için dönülmez olduğunda yollar
Tüm seyyahlar bir kez daha ölmüş olacak
Dilleri dişlerinin arasında
İşte eflatun bakışlı sevdalar geçiyor
Bir yol üstü
Lokantasından
Ben…
Sustum
Suskunluğumda
Yol aldım
Gidiyorum…
5.0
100% (2)