Ve...
Tanrı,
susacaksın demişti ,
Her gördüğünde dört duvarı..
Rehine bıraktım gülümseyişleri el altından satan şeytandan,
kendimi sevmeye başlama vaktine kadar ağladım bende.
Çıkmaz sokaklar buldum sonra kendime,gezerken tek tek, durdum...
yüreğimin köşe başlarına levhasını asmayan,
Onca ihanet mektuplarını okudum..
Yolumdan çekil diyenler oldu, kendini terk et, hatta düşlerini katlet ,
Sadece gülümsedim...
Nerden bilecektim ki bu ben başka ben, bekledim.
Pencere kenarına oturdum,
Senin şehrine karşı şarap içiyorum.
Avunuyorum belki de,hayatımın senli yanlarını düşünüyorum,
Geçmiş zamanın herhangi bir yerine sıkıştırılmış..
Umut desem O değil,hüzün desem hiç değil,bir sevi yada aşk mı?bilemiyorum,
Kendi kendime vuramadığım sıkılganlık notlarını okudum baştan,
Acıyan düşlerine sebep bu belki de,evet bu olabilir işte,
Yeni bir şehire gitme ihtimali yok aslında,
Ve çatlamış yanlarıma dokundurma hasretini,
ne dersin;
Çözebilecekmisin şifrelerimi?
Hadi söyle,
Muson yağmurlarıyla arınmak,
Sence denk düşer mi
Geçirdiğim depremsiz gecelerime denk düşer mi?
Dikkatli ol gülüm,
Fırtına yaklaşıyor,
Korunaklı bir yere göm kendini...


Sevgiyle Kalın