1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1864
Okunma

Yeni sen geldin aklıma;
Yine depreşti içimdeki çocukluğum,
Gelincik tarlasında yaktığım ateş hala tutuşmadı,
Yüreğim hal bilmez bezirgânın elinde rehin,
Hikâyemde Ferhat ile Şirin hala kavuşmadı…
Yine sen geldin aklıma;
Yağarken Nisan yağmurları ıhlamur bahçelerine,
Gökkuşağı altından yorgun kervanlar uğurlanırken,
Yangın yerinde kalan içli bir sevdanın külleri,
Beyaz ölüm misali başucumda savrulurken…
Yeni sen geldin aklıma;
Göçmen kuşların kanadında bir selamlık,
Kayan yıldızlara inat bekleyen Çoban Yıldızının sabrı,
Kırık, dökük akşamların herhangi bir köşesinde,
Hücum edip açığa çıkan çaresizliğimin kahrı…
Yine sen geldin aklıma;
Sis, pus içinde hatıralar birbirini kovalarken,
Köşe başlarını tutmuş hasrete inat haykırırken hayallerim,
Hala kanıyor;
Bir söğüt dalı ile oynarken çakı bıçağımın kestiği ellerim…
Yeni sen geldin aklıma;
Bozkır’da açan çiğdem çiçeğim,
Yitik düşlerimdeki; Kimsesizliğim, yalnızlığım, yokluğum
İpi kırılmış uçurtmanın peşinde koşarken,
Kırk ikindi yağmurunda sırılsıklam ıslanan çocukluğum…
Ereğli, 7 Kasım 2006
Yüksel Erentürk YILMAZ