6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1358
Okunma

güneşin doğuşunu seyrederken
nereden bilebilirdim ki
mâşuğun pencereden baktığını
sabahın harika ışığı pırıl pırıl yüzünü aydınlatırken
yüreğimi
denizden esen meltem ferahlattı
günlerdir içe dönüktüm
hem huzursuz
hem de kektim..........................
masmavi ;
hafif bir çırpıntıyla çalkalanan
tuz ve yosun kokulu denizin koyulaşan tabakalarında
raks ederken
göksel renklere baktım.....................................
İstanbul’un
başı döndü bir anda...............................
Eminönü İskelesi;
deniz kuşların cüretkârca
çığlığında..................................
Pendik
başını kaldırdı öyle bir baktı ..........................
renkleri belirsiz gözleri
kan çanağına dönmüş
yalnızca salya /sümük ağlıyor
anlamsız sesler eşliğinde
özlem düşlerinde
acı bir şekilde uyanmış
aşkın ayaklarına kapandı
ağladı
ağladı
uzun süre sefîl halimize baktım
usulca diz çöktüm
mâşuğun yüzünü iyice yaklaştırdım
"aşktan ne kadar da korkuyorsun?"dedim..........................
nefessiz kalmış
yüzü ilmek misali
mordan karaya doğru dönme döngüsünde
ölümü unuttuğu sandığında
cürmün gözlerinin
önünde
birden geçerken tir tir titremekte...........................
Haliç"in
ilk defa samimiyetiyle tanışıyorum.......................
Ey Hicran!
aşıklara saldığın tüm o dehşetin
sana geri döneceğini
hiç mi hesap etmedin?
ne kadar de sevdin
şimdi şefkat bekleyesin
ne kadar sevildin ki
şimdi sana insaf göresin
nerede şimdi kor ateşin.......................................
11/01/2011
gordion
(gülözkan)
5.0
100% (7)