2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1057
Okunma
Gün gelecek sofranda tutuşacak besmele
Bahar mevsimini ör, vakitsizce hiç solma
Şiirinin dilinde hissettir mecazını
Her an sabah sesiyle uyansın girizgâhın
Yanan menekşeleri nurlu hevesinle der
Hecelere aşk döşe, boyat deyimlerini
Sana ilhamı versin ellerindeki kızak
Hanı cennete çevir, güzelliklere doyma
Sizlerde vakitsizce ağarmasın kâküller
Çaresiz kalırsan sen, deva sor Pervâne’ye
Şiirlerini döndür bağda nurlu taneye
Gelsin sana ışıklar hep kafile kafile
Yangın yüklü seslere bakıp bakıp hiç yılma
Meltem getir kaleme, getirme poyrazını
Seni aşka götürsün kor sultan-ı yegâhın
Yalanlar serip durma, hep hakikatleri ser
Sevda seliyle donat bütün takvimlerini
İlhamın perileri kaçmasın uzak uzak
Nurlarını yık kalbe, ateşleri hiç duyma
Kalbinin ortasında uyanmasın müşküller
Çaresiz kalırsan sen, deva sor Pervâne’ye
Mersiyeleri terk et, neşe getir haneye
Al ustalarından söz, boş kalmasın hiç file
Deryalarda gezerken, nehirlerine dalma
Ulaştır gönüllere inleyen şehnazını
Yüreğine kor gibi damlamasın yegâhın
Metin ol âleminde, hüznün iplerini ger
Hüzzam suyundan içip, bükme takvimlerini
Sonra sana saatler hazırlar korlu tuzak
Kaçma sen sofralardan, elemlerini sayma
Açılsın artık bugün kalbin önündeki tül
Çaresiz kalırsan sen, deva sor Pervâne’ye
Zarar verme dilinle, çürüyen zamaneye
Korkma pişman olmazsın, çağır gelsin zor çile
Onlar ışıktır sana, yalan sözleri alma
Yandım diye aniden kopartma avazını
Yakar seni zamanın, yakar seni günahın
Gülleri derle ele, özünü sevdaya ver
Yağmur gibi olsa göz, yıkma iklimlerini
Âlemde yorgun düşüp, heceni yapma yasak
Göğün sırrını düşün, yalanlarına kayma
Dertlenirsen durmadan, sana tütmez bülbüller
Çaresiz kalırsan sen, deva sor Pervâne’ye
Kanat dudaklarını, meşk getir divâneye
Sûzinaklar yığıp da, dilde kopartma nâle
Neyin ağlamasını ne olursun hiç çalma
Yangınlara çevirme meclisin kor sazını
Közlerle tutuşmasın umut saçan dergâhın
Şiirin ülkesine alevler saçmadan gir
Varlığınla çaresiz kılma hekimlerini
Mısran sükût etmesin, yarıl sen dudak dudak
Yığ bağına gazeller, âşıklarına kıyma
Kuşansın sofralara menekşeler ve güller
Çaresiz kalırsan sen, deva sor Pervâne’ye
O güzel yüreğinden can getir rindâneye
Bak sevişir zamanla, güllerindeki jâle
Gir şiir bahçesine, yalan bahçende kalma
Hadi bırak korkuyu, hadi bırak nazını
Üşüyen hislerinde çoğalmasın hiç ahın
Terk et yalan nehrini, deryayı kalbinde gör
Siyah günleri bozdur, ağart mevsimlerini
Kasidemin üstüne süzül sen yaprak yaprak
Huzur bul Bâkilerde, isyanlarını yayma
Yazarken kalemini, düşünme hiç ödüller
Çaresiz kalırsan sen, deva sor Pervâne’ye
Senin kanlı yaşların dönüşsün dürdâneye
Ya güller açmalıdır gönlünde veya lâle
Tut ilhamı kafeste, ellerinden hiç salma
Güftelerin inletsin çağlayan hicazını
O yangın yüreğinde tutuşmasın eyvahın
Kafiyeleri ağart, güne ışıkları dür
Yanık gönül kurma sen, yığma zalimlerini
Gecen mahya dizerken, ver sen közlere kulak
Getir hana mısralar, şiirlerinden cayma
Itır saçsın sözlerin, dil yağdırsın sümbüller
Çaresiz kalırsan sen, deva sor Pervâne’ye
Sâkileri aşkla gör, meyil ver peymâneye
Bir gün şiirleriniz dönecek şelâleye
İçinde yaşattığın korlarını hiç yolma
Ver canlarına artık güllerin beyazını
Dindir kasvetlerini, çoğalmasın hiç vahın
Bu gece destan olup kafiyelerini ör
Eriyorum diye sen yığma zulümlerini
Aşkla gönül bahçende uyansın nurlu zambak
Hüzzamla kardeş olup, hüznünü kalbe koyma
Sana güller can versin, olmasın dilde küller
Çaresiz kalırsan sen, deva sor Pervâne’ye
Benim gönül köşkümü döndürme virâneye
Meyledip dursun közün aşk denen nevaleye
O güzel hislerinde katranı derman kılma
Şiirin nefesine getirme ayazını
Sana en güzel sesi yığıp dursun segâhın
Amaçsız dolaşma hiç, bugün maksadına er
Bırak sen yollarının soluk isimlerini
Sana bayramlar gelsin durmadan sıcak sıcak
Estir meltem yelleri, deryalarımı oyma
Sükût yığma dudağa, dilde olsun mahsüller
Çaresiz kalırsan sen, deva sor Pervâne’ye
Şiirinin sesleri dönüşsün terâneye
Yağdırın mısraları, yağdırın siz aşk ile
Dolma sen bugün bağda, acılarınla dolma
Açsın sevda çiçeği, getir sen ilkyazını
Yine eskisi gibi meşki döksün sabahın
Hadi yığ muradını, şiirlerini hana sür
Dindir artık gözünde, bitmez sicimlerini
Sana bahar yelleri ulaşsın kucak kucak
Bırak kalsın içinde, alevlerini soyma
Senin kor varlığını bilsin şimdi gönüller
Çaresiz kalırsan sen, deva sor Pervâne’ye
Bitmezse sancıların, şifa sor Mestâne’ye