Kırkikindi yağmurlarında ıslandım.
Kara gözlerime bulutları topladım.
Dik durmalıydım babamın karşısında,
Ağlayamadım, yağamadım, ağlamadım.

Anam hasta düştü bir yerde,
Babam diğer tarafta yatıyor,
Orta da bir ben kalmışım yalnızlığımla,
Gün sanki bana inat batıyor.

Mekik dokurum iki can ortasında,
Bir o yana koşuşturmam bir bu yana,
Düştüm pervane gibi bir ateşe ki,
Öğrendim sabırı ben yana yana,

Bugün yeni yılmış, davullar çalmış,
Ben her tokmak vuruşunda tükenirim.
Babam kuş yavrusu kadar kaldı önümde,
Görülmez diye korkarım mürüvvetim.

Siz söyleyin kâğıtlara dökmeseniz,
Nasıl taşınırdı bu acı, bu feryat,
Beni bana bırakın en iyisi siz,
Üstüme ordularıyla gelirken hayat,

Yok, düşmem ben öyle kılıçla okla,
Nice darbeye göğüs germişim,
Dost hançerlerini taşıdım sırtımda,
Damla damla kan kaybetmişim.

Boş verin dostlarım, boş verin beni,
Kimsesizliğimi haykırdı bu koca sınav,
Aşk ile başımda bir sevda yeli,
Kirpikleri ok kadının ben basit bir av,

Babam kanar bir yanımda yavaş yavaş,
Anamın gözünden inmedi ki yaş,
Ah nerelere anlatsam derdimi,
Hangi dağ anlar beni hangi taş,

Siz boş verin, yeni yıl geldi,
Hazır mı fındık, fıstık tabaklarda,
Ben fazlayım bu dünyaya belli,
Hani nerde hayatı değiştiren kumanda,

Hanginiz anlar yokluğumu,
Kim bilir sessizce gidişimi bu diyardan,
Davullar vursun, oynansın dünyanın oyunu,
Bir ümidim kalmadı gelen yıldan.

Yeni yılınız kutlu olsun şimdiden,
Babamın başında nöbetim var geç kalmayayım.
Beni çiziverin isterseniz defterinizden,
Bir isim eksik olsun, yer kaplamayayım.