0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1219
Okunma

Hadi gözlerden ırak düşmüş yalnızlığım
Miladın doluyor artık son nefeslerdesin
Tutunamadığın yarınlarının Umutsuzluğundasın
Yalnızlık ki koca âlemde bir başına
Hangi yürek dayanır yalnızlığın makamına
Yakışırımı Yaradan’nın yarattığı bir cana
Olurumu ulan bir can yalnız bırakılırmı
Yudum yudum içiyorum yalnızlığımın şarabını
Titriyor bedenim konuşmak istiyor bir kaç kelam dilim
Benliğimi bıraktım yaban elerdeki karabalıklarda
Bir başıma kaldım birde dört duvar arasında
Haykırışım naralarım kulaklarımı çınlatıyor
Yitik oluyorum sesiz sedasız toprak üzerimi örtüyor
Kefensiz musalla taşına konulmadan benliğim
Kılınmadan bu naşın namazı daha
Canlı, canlı konuldum eşilmiş toprağa
Yanıyorum hey hat koca karabalığın içersinde yalnızlığıma
Sesim duyanınız yok mu haykırışım değmez mi yüreklerinize
Dönüp bakanınız yok mu bu yüze bir çare bulunmaz mı yalnızlığın diline
Lal oldum sağır oldum kör oldum hisyatımı öldürmeden
Bir yudum suya hasret koşuyorum yalnızlığımı idama götürüyorum
İdam eden ben idam edilen ben oluyorum
Dipsiz bir kuyuya düşüyor yalnızlığım
Benliğim feryat figan içersinde ölüyor
Yok mu duyanınız yalnızlığımı idam edip kurtaranınız
Yalnızlığım hancer olmuş vurur beni vurur da kanayan yaralarım alır benliğimi
Tutunacak hal kakmadı yarınlarıma
Umutlarımı saldım karanlığımdan aydınlığıma
Susuz bir tarla gibiyim yudum, yudum suya hasret
Yağmaya hazır bir bulut gibiyim ağlamaklı gözlerle
Alev olup yakmaya gidiyorum benliğimi
Yok, mu aranızda çaresizliğimi gören bir çift göz
Yalnızlığımı yazıyorum
Karanlık gecelerimdeki ışıklara
Derdimi ekliyorum yürüdüğüm her adımda
Ölüme koşuyorum yalnızlığıma boğulduğum mekânda…