1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1300
Okunma
SENİ SORDUM SON ON YILA
seni sordum son on yıla
kalbi kırık kırk mevsim bıraktım ardımda
yokluğunda başladım seni
senden habersiz yazmaya
alışamadım ben bu yokluğuna
sarıya çalan, küsen kahverengiler
uçmasını beceremeyen güvercinler
iki ileri bir geri sevmeler
’illede sen’li hayallemeler
zamanın yok ki çok beklemeler
iyi geceler, lyi geceler, iyi geceler
22 de başladım 32 de bıraktım
her birinde bir yıl daha uzattım
kilo aldım; uzamadım
surat astım; ama susmadım
saçın rengi siyah mıdır
sarı mıdır kızıl mıdır
benim hayalim kırmızıdır
noktadır, utanmadır
yasak mıdır günah mıdır
seni sordum son on yıla
varsa hüzünlü bir şarkıya
senden arta kalan insanlara
laf-ı güzaf merhaba günaydınlara
ben bir deli divaneyim
yerim yurdum yoktur benim
geceden kalma gündeyim
iki kadeh ile demdeyim
benim derdim bana yeter
istemez daha fazla şeker
acıyı bal eyler, şerbet eder
içer, içer, sineye çeker
ölür, gider
beni sana anlatırlar
milattan önce milattan sonra
aman ha sakın ‘Haktan’ şaşma
cumadan cumaya haydi namaza
vaktim yok bir başka zamana
selam olsun musalla taşına
seni sordum son on yıla
tam bağımsız ay yıldıza
‘adı deniz olmalı’ yoldaşlara
apolitik bakma allahaşkına
mas mavi bir engin denizim
hem asi hem de Çerkezim
aklımda hala sensizliğim
deliyim kızım ben deliyim
ne dün, ne gün, ne yarın
ama hepsinde ben varım
hayallerim içinde düşlüyorum
benim çizgi romanlarım
ne kırmızı ne de gül
benim çizgi aşklarım
hayal meyal seviyorum
benim çizgi kadınlarım
seni sordum son on yıla
şu dünyadan uzay çağına
papatya falından
dört yapraklı yoncaya
anladım ben en sonunda
ah bici bici leblebici
taze kavrulmuş içi
bırak bu işleri
seni gidi, seni gidi
tazele meyhaneci
Kızılırmak dolusu sevgilerimle
Mehmet Engin Doğan
12 Kasım 2010
5.0
100% (1)