3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1093
Okunma

Sedef dişlerinden bir ıslık gibi dökülüyor her gün sevda
Gözlerinin yanıp sönen ışıltılarına hırçın dalgalar vuruyor
Bir ıtır kokusu yayılıyor, içimde çiçeklerin tozları birikiyor
Aşkın esrik tütsüleriyle sevgi çağlayanlarında yıkanıyorum.
Yıllardır dudaklarına ölesiye bir açlıkla muhtaçken ben
Soylu düşünüşlerin çıldırtan kapsülleri parçalandı içimde
Kangren kopuşların deli kasırgalarına tutundum, ağladım
Savruldum geri dönüşlerin yol ayrımlarında, kayboldum.
Ayaklarımın götürmediği yollarında kuytular arıyorum
Bir yelin ninnileriyle derin burçlarda kokuna yürüyorum
Yanağından süzülen gün ışıltılarına yönümü soruyorum
Kendimden kaçarak, varlığının izlerine yakalanıyorum.
Sessizliğin delirmiş peteklerine ürpertili sözler bırakınca
Fışkınlar yarar içimi, derinlerden bir ses gelir beni bulur
Her sabah seninle aralarım gün yorgunu gözkapaklarımı
Mavi tomurcuklu sözcüklerin salkımlarını toplarım ben.
Sımsıkı bir bakıştır varlığın, gergin halatlarla tırmanırım
Köklerin ağar gövdemden, toprağı delerek sana büyürüm
Görünmez ışıkların tozlu yamaçlarını aşar ülkene varırım
Dikenlerle çevrili göğsünde ömrümün uykularına dalarım.
Selahattin Yetgin
5.0
100% (3)