Sokak karanlık Kuytuda heyula Işığa kaç mum eriyor Kaç ateş değiyor tene
Kalabalık Şehir şehir yürüyor İnsan İçten içe çürüyor
Hayat mı sığ yürek mi büyük
Gözleri bulut İçi gökyüzü olanın Dünya Omzunda yük
Güneşe yürüse çocuk Sabaha bir ışık kala Yıldız kayar bahtından
İnsanlığı tüketir Ruhsuz bronz ten Ve putlaşır mülk
Kirpikler ıslak Bulutlar dolu dolu Üşüyor serçe Yağmur sicim sicim yağsa da Kabarmış gökyüzü Dinmiyor öfke
Düşlere asılı kuş sesleri Simurg dağ ardında Gölgesi uzun
Akşam titrek ve ölgün Kızıla çalar gün Duygular akkor Biteviye çoğalıyor Mavisi Gecelerde kaybolan çocuk
Mehmet ÖZDEMİR
Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Koptuk da o bataklıktan,inleriz ney misali. Ve kanlı eylüllerde kalan sevdalar onulmaz bir yaradır şimdi.
oysa daha az önce bir Erzurum ıslığı dondu dudaklarında "Erzurum çarşı pazar,neydim amman aman" İçimde bir hicran ki kal-u beladan... .....................................................
Yine bizden güzel yazdın ya üstad ,gel de kıskanma.Tebrikler kardeşim.
Arman Turaçhan tarafından 12/30/2010 11:46:53 PM zamanında düzenlenmiştir.
"Sokak karanlık Kuytuda heyula Işığa kaç mum eriyor Kaç ateş değiyor tene" Gecenin en ıssız anında, etraftaki "heyula" gibi gölgelerden ürkerek yürüyen yapayalnız bir insanın yaşadığı ürpertinin yansıması var bu dizelerde. karanlıkta insan hep aydınlık hayaller kurar. Ne mumlar eritir yüreğinin ateşinde. karanlıklar, insanın kendini bulabileceği en müstesna fırsattır aslında.
"Kalabalık Şehir şehir yürüyor İnsan İçten içe çürüyor" Dedim ya, insan karanlıkta kendini bulur. asıl insan olduğunu o ürperti içinde idrak eder. Günlük hayatın koşturmacası içinde adeta "makineleşen" insan, güneşin terki ile bir yüreği olduğunu hatırlayıverir. Bu yüzden şiirler genellikle gece yazılır, vicdan muhasebesi bu zaman diliminde yapılır. Geceleri kısaltan modern hayat olgusu, insan hayatını da kısaltmıştır hakikatte.
"Hayat mı sığ yürek mi büyük Gözleri bulut İçi gökyüzü olanın Dünya Omzunda yük"
Bülent Akyürek, bir kitabında diyor ki, "Bizim çocuklarımız doğuştan Skoda bacaklıdır. Skoda marka pikapları eskiler iyi bilir. İçe doğru olan tekerlekleri, yük arttıkça düzelir. Bizim çocuklarımız da böyledir. Bu Skoda bacaklar, hayatın yükünü üzerlerine aldılar mı, düzelir" Aslına baklırsa, "Dünya mü'mine yüktür" Çünkü onun rahat edebileceği yegane yer cennettir. Hedefinde hep orası olduğu için dünyanın yüküne katlanır. Kulluk şuuru bunu zaruri kılmaktadır zira. İçinde sonsuzluk olanın kalbine fanilik sığmaz ki.
"Güneşe yürüse çocuk Sabaha bir ışık kala Yıldız kayar bahtından
İnsanlığı tüketir Ruhsuz bronz ten Ve putlaşır mülk"
Cahiliye dönemini hep ilgiyle okuruz. Putperestliği içimize sindiremeyiz. Günümüzde o kadar çok put var ki; Bir bilse insan. Hak'tan ziyade neyi seviyor ve ehemmiyet veriyorsak, o bizim putumuz olmuştur. Allah korusun! Şiir güzeldi. Mesajı ile ilgili kocaman bir kitap yazılabilir. Ancak ben bu kısa mesajla iktifa eyleyeceğim. Saygılarımla.
Halil Gülşen tarafından 12/19/2010 12:02:46 AM zamanında düzenlenmiştir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.