5
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1808
Okunma

..........
Rakı bardağı bir dolu İstanbul
Tıka basa içiyorlar
Gemiler,
Mezelik güzelliklere yol aliyor
Ezildikce dişlerinde
Öğütülüyor
Hayat ...
Bastıkça tellerine
Madeni bir esaret tıngırdıyor
Yüreğinde
Kemancının
Nağmelerinde boşvermişliğin
Oynak kalçalarını sallayan
Sürtük dalgalar
Hırçın cümlelerin esaretiinde
Edepsiz hayaller
Ve
Şuh bir kahkaha ağlatıyor
Gecenin bekçisini....
Kar düşüyor istanbul’a
Devriliyor hüzün küskün dudakların çatlak izlerine
Melekler
Suskun...
Sabahı bin minare karşılıyor
Binbirgece martıları ürküyor yuvasında
şiddetinden ayazın
Keskin bir çığlık örtüyor
Sirenlerin yalnızlıgını...
Sahipsizligi alninda, bir bebek gibi
Uykusunu kaybetmis...
İstanbullll !
Diyorum...
Susa götürüyor beni,Karaköy’de özleme tutulmuş ay...
Gün doğumu martilara emanet...
Örgütlenmiş bir hasretin ağlarında çırpındıkça
Cogaliyor nefessizlik
Boğazında biriktirdigi
Şaşkınlık taşıyor
Kalabalık bir bir dökülüyor,
El değmemiş perişan bir sükunet var tablosunda İlahi ressamın
Kirletildikce,
Mavisine her gün biraz daha hayat döküyor,
istanbula kim dokunursa
Aşkla
Tutuklanıyor....
"ben
kıyısında bir sevdalı
başı duman
yüreği dağınık
kız kulesi eteğinde
bir başına dolaşan
sandalın,
unutulan şiiri,
aşık
istanbullu"
5.0
100% (5)