35
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
2521
Okunma

Eren’in günlüğünde yerini alan büyük hala , şu sözleri fısıldadı küçüğün kulağına
Cennet kokulum , iyi ki geldin dünyamıza
ve şiir böyle başladı...
Teşekkürler Neşe :)
Eren’im için . . .
Hangi dağın özünü
Hangi yamalı gökyüzünün mavisini ç/aldın gözlerine bilmem ki?
Teninde cennet , nefesinde ömürlük uyanışlar geziniyor Eren’im
Daha önce hiç bu kadar mutlu olmadım diyemem ama
Uzun bir bekleyişin ödülüydün , hem bana hem de anne babana
Kıyılarına yaklaştıkça
Soluğun duvarlarıma çarptıkça ,karanlık beyazı doğuruyor
Gün kör kuytusundan soyunup , ışıklı adımlarla yürümeye başlar yollarını
Tabandan tavana senlik dolar havaya
Bulutlar bile diz çöküyor bak/sana
Güneş , toprağa değmeden uyanıyor
İlmek ilmek işleniyorsun ruhuma
Çığlığının sedası daha kulaklarımdayken , bırakıyorum o uzun geceyi sabaha
Ellerimde uykusuz bir kaç anı ile annenin acemilikleri
Gülüp geçiyorum önce,
Sonra da yastık yapıyorum tebessümlerini
Dalıyorum derin bir rüyanın tek göz odasına
Yeniden çocuklaşıyor , askıya alıyorum yaşımı
Bir şans daha vermeliyim diyorum kendime
Emellerime . . .
Zamanın sönmüş dakikalarına dikip özlemlerimi
Mahmur bakışlara sarılmış keşkeleri kaldırıyorum yanı başımda
Kalemimin ucuna gamzelerini yerleştirip ,
İmgelerimi dağıtıyorum oraya buraya
Azılı bir suçlu gibi aranıyorsun şiirlerimde
Daha kaç söz dillenecek , kaç kalem mürekkepsiz kalacak bilmiyorum
Yakın zamanda sevgiden yana içime düşen en güzel közsün
Son vapuru da kalkan umutlarımın
Son sahibisin Eren’im
Cennet kokunla
Ölmeden daha
Bu gerçeği yaşattın ya bir daha bana
Neyse ;
Bil . . .
Sevgim yoluna âmâde . . .
07/12/2010
15;15
eMİNE
5.0
100% (18)