“Saklısın gönlümün feryadında
Gülüşüme gözlerinle namlu kusarsın
Sehpası devrilir mi figanının
Viran yazgında gözyaşların var”

Bez bebek
Bilezik
Çanta
Güvercin mavisi umudu bir bohça..,
Ve alnında kara yafta hicrana
Gözyaşlarıyla dualar p/aklamakta...

Küçücük körpe/m
Gözleri özlem oyalı
Sürüdükçe hasretini seher yelinden tan vakitlerine
Alazlanır arşı âlem
Gözyaşları teninin cemresini sa/yı/klar
Tuz buz geçmişin yalın ayak izleri
İncik boncuk ağlıyor zarafeti…


Buklesinde güneşin sarı dansı
Gözleri kapkara zeytin dalı
Dilindeki sözcükler “ana” nakışlı
Dinmeyen susuzluğun hararetiyle
Ummanında darmaduman otağı…

//Sahi!
Gök deniz
Su yeşil miydi?
Neye benzerdi uyuyan gökkuşağının lirik ahengi?//

Bir hicran silsilesi
Sır duran bakışları
Hesaplar beş yaşına hüzün susarken
Bakmaya kıyılamaz,
Nazlı/m çehresi...




Salıncakta salınırken akranları
köşe bucak
Yüreğinin hamağında bedeni
Gözlerinden dökülen
Kızılcık şerbeti…

Ay öperken tenini
Bir buse düşer vişneli dudakları
Cepkeninde gülümseyen meleğe
Anılar söner yıldız yıldız
Kapanırken gözleri…

Ezan sesiyle dillenir muhabbeti
“allahım, annemi bana ver geri”

Kuşluk vakti
Kuşanmış vuslat entarisini
Kümelenmiş gözlerine kederi
Yol alır damla damla umuda
Gülşen’ini bekliyor
Arkasını dönmez akşamdan kalan düşüncesi
Bağrında filizlenir özlemi
Düşler mehtabının kokusundan öpmeyi…

Düş sokağında hüzün nakışlar ah’ı
Bebek
Bilezik
Çanta
Annem alacak bana
Bu gün annem gelecek bana…


Koca kervan içinde,
Körpecik yalnız selvi
Yürek ucunda ana özlemi…
Nazlım,
Serçe bakışlım,
Küçüğüm, küçücüğüm, meleğim
Yürek/sızım, sırdaşım

Nazlım.
Dinmeyenim ağrım…
Ahh kaderi suçlamak varmış!.