7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1811
Okunma
Karabulutlar hiç gitmemişti memleketimden
Yoksulluk,açlık,sefalet vuruyordu derinden
Ne günler geçmişti dinlemiştim dedemden
Yaşlı,genç,kadın,erkek
Cepheden cephe koşuyordu
Vatan diyor bir daha çoşuyordu
Osmanlıya oynan oyunlar
hem içten hem dıştandı
Sarıkamışta ki facia;
Önce basiret yoksulluğu
Sonra karakıştandı.
Ferman geldi Enver paşadan,
Girmeliydi Ordu;
Köprüköyden,Oltu’dan,Bardız’dan
Siz vurun biz geliriz ardızdan
Verilen toprak alınmalıydı Moskoftan
Böyle emir gelmişti Helmut’tan
Kafkaslar bizim
Enver kahraman olacaktı.
Sonra Ordu toplandı Şehr’i Erzurumda
Savaşın kararı verilmişti bu durumda
Ordumuz binlerdi,ne bini on binlerdi
Hasan İzzet söyledi ama kim dinlerdi...
Paşam dedi;
Bu kışta savaş olmaz
Erat kurşun atmadan soğuktan donar
Sonra yürekler dağlanır yanar
Hayır dendi ve ordu yola çıktı
Hava ayaz çünki kara kıştı.
Nefesler bile havada donuyordu
Açlık bir yandan,yorgunluk bir yandan
Yardım etsindi Yüce Yaradan
Elde yok avuçta yok
Elbise yırtık, papuçlar oyuk
Allah Allah nidalarıyla
Önce kardan yollar geçildi.
Binlerce Mehmet soğuktan biçildi.
Gitmiyordu ayak,görmüyordu göz
Geceler ayaz,bitmiyordu gündüz
Sarıkamış’ın üstüne inmişti sis
Artık dönüş yok,ölümdü içimdeki his
Ah ah binlerce erat,heba oluyordu
Hayır düşman vurmuyor ,sadece donuyordu.
Mehmet’im donduğuna değil
Öldüğüne değil
Kaderine yanıyordu.
Kurşun bile atmadan
Düşman kanı akmadan
Bu neyin nesiydi
Sarıkamış bir destan,Sarıkamış askerdi
Bu kışta sizi kim,neden,niye gönderdi.
Askerim kahraman,Mehmet’im şehitti
Allah’u alem buna kuşlar,ağaçlar şahitti.
27.07.2007/Erzurum