7
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1499
Okunma
Yaşama Sevinci
YAŞAMA SEVİNCİ
Ben seni, aç bir bebeğin gözlerinde gördüm;
Emerken bir annenin ahududu başlı memelerini.
Bir kuş palazının,
Göğe doğru açılan ağzında gördüm seni;
Uzanırken almak için annesinin getirdiği yemeği…
Sendin bu dünyayı şafakla bir uyandıran aydınlık
Sendin güneşle bir doğmaya hazırlanan dağlarda.
Meyveye durmuş her ağacın,
Kırıldı kırılacak kollarında
Sendin direnmeyi mübarek kılan
İnatla ve sabırla…
Ben seni, yoğun bakım ünitelerinde gördüm
Hastane kapılarında, dünyaya atılan bir çığlık gibi…
Sekiz saat karanlığın ardından
Bir maden işçinin gözlerinde gördüm seni
Tebessümle terk ederken terminalleri.
Daha güneş doğmadan,
Oluk oluk boşalırdın yaşamaya kapılardan.
Kör karanlık sokaklardan geçerdin
İtinayla yürürdün taş döşeli kaldırımlardan.
Bazen bir gemi olurdun alıp başını giden
Bazense bir uçak seferinden yenice dönen
Trenler, otobüsler olurdun…
En çok da bir insan,
Hepsiyle bir yerlere durmadan gidip gelen…
Sen, ne kadar anlamlı ve güzeldin
Ne kadar kahramandın İspanya’da içsavaş vakti.
Bir yürekten bir yüreğe umutlar taşıyordun
Aşklar taşıyordun henüz yaşanmamış hiç birisi.
Ben seni, bir Cezayir sabahında gördüm
Geçerken büyük çölü güneyin Berberileri.
Gördüm Şili’nin doğusunda, her şeye rağmen
Bizimkiler birer birer yeniyorken ötekileri.
Sen ne güzeldin, ah ne güzeldin ah sen
Manisa’da,istasyon caddeside bir mayıs vakti
Sıcacık bir ekmeğe sıkıca sarılır gibi
Utanarak tuttuğumda ellerini.
Sana umutlarımı anlattığımda hiç yorulmadan
Gözlerine baktığımda ve sessizce ağladığımda
Sen ne güzeldin, ah ne güzeldin ah sen…
Ben seni, bir mahkûmun sesinde gördüm
İçli ve kahırlıydın bir sevda türküsü gibi
Biraz özlemdin, biraz sabır, biraz yüreğimde ürperti
Her şeyin bittiği yerde sen başlardın
Her zaman en sona bırakırdın, en güzel yerlerini.
24 Ocak 2010/Bişkek
5.0
100% (5)