5
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1360
Okunma

Tökezledi yaşlı atların
Ayak tırnakları
Nalları saçıldı yolculuklara
Kehribar sabahlara uyandı
Mavi gözlü hırçın kadınlar
Yendi tüm kadınları
Erkeklerin fendi
İlmek ilmek resmetti yüzünü karanlığın
Isparta halıları siluetine serpildi
Diş gıcırdatan bakışları gözlerin
Hüzünlü bir avuntu edindi
İzbe odalarda
Tenhayı soluyanlar
Avurtları nefes nefese
Elleri dönüktü kendi ellerline
Omuzları sarsıldı, gölgelendi gözleri
Çaba harcamamaya çabalayarak
Uçup gitti rüzgarda
Gazetelerin üçüncü sayfaları
Caddeleri tarumar yalnızlığına sarmalayarak
Ve yalpalayarak sokuldu
Bir sokak köpeğinin soluğuna nefesi
Halı eski, köpek gebe ve uyuz
At yarı uykulu
Gölgeler mutsuz
Ve yıldızlar terk-i diyâr eylemiş geceyi
Ve neşesiz sefil köpekler kemirmiş
Karton kulübeyi
Ve zaman ne çabuk geçivermiş şimdi
İşte
Bir çığlık koptu
Yırtıldı gece
Ay parçalandı
Bir kelime çalındı
Şairin şiirinden
Ürktü şehir kendi sesinden
Yıktı kaşlarını
Silkeledi omuzlarını
Döndü yüzünü ışıktan yana
- Umursamaya kapattı şehir kendini-
Her şey kalakaldı karanlıkta
Ses havada asılı kaldı
Ve bütün duyuları insanların
Görüntü… Koku…
Korku… Yerlerde kan…
Asılı kaldı zamana her şey o an
……
Kehribar bir gün aydınlığı
Tökezleyen atları vurdular
Şehri kurtardılar……
5.0
100% (4)