7
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
1268
Okunma
Bir çift kol düğmesi kadar yalnızız
Ve falaka sancısı her adımımız
Uzaklaştıkça birbirimizden
Mecazi ölümler tabutuna uzanıyoruz
Hiç gitmediğimiz kadar uzak mutlulukların
Henüz yola düşmemiş yolcuları
Tohumu toprağa inmemiş
Menekşe kokusuyuz, açmadan soluyoruz
Kasırga uğramamışken ince dala
Nefesini verse sevgi yüzümüze
Kökümüzden yıkılıyoruz
Sonsuzluğa ayarlı pusulamız var
Yok oluşa koşuyoruz
Adem’den kalma harita elimizde
Hedefe bir adım kala
Biz kayboluyoruz
İnceden kırağı çalmış ki kalbimizi
Acıdan ölme vakitlerinde
İnce ince sızlıyoruz
Tuz basılı yaralarımızı görmezden gelip
Porselen gülümsüyoruz
İrem bahçelerinde solup
Cehennemde yalın ayak geziyoruz
Aşk can çekişiyor, biz ölüyoruz
Öyle trajik ki toplumsal hikayemiz
Uyuşmuş yürekler kendi soğuğunda
Kefenimizi ipek şal bellemişiz
Eter kokuyor hayat
Öldüğümüzü fark etmiyoruz...