1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1706
Okunma

Yar…
Sönmeyecek afakım,
Dinmeyecektir
Bu yüreğimde ki bu sancım
Kime ve neye tevessül ettimse,
Şuur ve idraki
Vecdimin hüznüyle nefeslendikçe
Bir şaşkınlık yaşıyordum, aklın
Ve muhakemenin
Farkında lığını hiç bulamıyordum
Nereye gitsem, manadan uzak fakirliği
Hissediyordum,
Kalbi inşirahı dilemek istiyordum
Niçin
Bu girdaplar,
Çetrefilli dilbazla
Türemişlerdi çok acınırım
Edebi marifeti, kalbi hassasiyeti,
Ruhu yetiyi nasıl
Nefsim için vazgeçilmez sanırım
Ebetten şerh olunan aşk-ı sevdayı
Naifliği içinde
Yakinen tanır ve sürur ile yaşarım
Bin canım olsa, nefsi kepazeliği ne yaparım
Ağlarım ve sessizce niyazıma başlarım
Şad oldu
Manadan Mukayyet olan
Onca sefil ve üryan nefisler
Düşmana ne hacet nasıl olsa mahremi
Talan etti namus ve hayâdan anlamayanlar
Nerde kaldı masumane yakarışlar,
Hicrani naatlar,
Şimdi yüreğimi dağlıyor acılar
Fetret sancısı sayılır oldu bahane üreten
Emel-i umutlar, vah çekmek için duacılar
Ne vakit bir yaylı
Tamburun sesini duysam, o an için sızlar
Manasından soyulmuş zavallı umutlar
İçinde seyri sefer edilen an ve yolculuklar
Yüreğimi dağlayan suskun hıçkırıklar,
Melülleşen feryadı çığlıklar ve aşkı sadıklar
Bilmem ki unutuldu mu, ruhumdan sudur
Eden vecd-i ekberi sevdam ve yüce nidam
İmreniyorum ve koklamak
İçin mahcubiyetle o an eğiliyorum
Nice zamandır koku almaz oldu burnum
Ve bizarlaşan miskinlik içinde ki ruhum
Kalpten söz ediliyor, edepten her vakit
Bahsediliyor, bilmem ki niye tesir etmiyor
An bitiyor, aşk nefislerin lahzasından
Manasını arıyor, hakikat ibretle bakınıyor
Mustafa Cilasun
5.0
100% (2)