18
Yorum
3
Beğeni
4,9
Puan
2575
Okunma

gün sıkışmış bir ayrılığın arefesinde
iç çekişlerinde sayıklıyor
ve takvimler hala salı’nın ürpertisinde
saat mıhlanmış kımıltısız bir su zambağının gözlerine
vedayı hançerliyor 22.30 da
veryansın ediyor kirpiklerimde ruhumun harabeleri
gece ayın şavkından düşüyordu ayak diplerime
adımlarım sendelerken
azrail meşk ediyordu belleğimin karanlık köşelerinde
yıldızlar harelerinde kanadı kırık bir kuş çizdi
göğün derin lacivert sularına
ve ben deli bir maviye sürgünde
isyanlarım şaha kalkmışken
sustum avaz avaz
kustum
öksüz şiirlerimin sen yüzlü satırlarına
/ sense susarak uğurladın beni
sessiz bir gemi kalktı limandan
ardında bıraktıklarınla
bensizliği ezberletiyordun kentinin üşümüş ellerine
bir bestenin son notası çalıyordu puşt kaldırım taşlarında
ölü kuşlar ağlıyordu rotasını kaybetmiş göç ülkesinde
.../ ki ben hala avuçlarımda sen saklı
portakal çiçeği kokusu taşıyorum
adı ömrümün tuzlu sularına yazılmış sevgili
kan revan dizlerim
ayrılığın bilmem kaçıncı sabahına kanıyor
dudaklarımda mühürlerken yalnızlığı
gölgelerimde alıcı kuşlar gibi dolanır suretin
tenime çarparken durur
ölümün ıssız siren sesleri
yağmalanır kuytularıma gizlediğim
küçük kızın ıslak düşleri
.../ ey zifiriye gamzelerinde güneş sunan kadın
hangi dalgaların kıyılarında vurgun yedi yüzün
hangi gecenin izlerini taşıyor yüreğinin örselenmiş sokakları
hangi masalları uyuttun meriç’in sığ sularında
umudun kölesi ayaklarınla
çaresizlikmiydi söylediğin ninnilerin tadı
.../yoksa !!
sığındığın yalanmıydı gerçeğin adı
sen söyle şimdi !!
gerçeğine eğrelti kaldığım sevgili
5.0
90% (18)
4.0
5% (1)
3.0
5% (1)