2
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1091
Okunma
Seni, yazdan bir gece yarısı, şiirlerinin aydınlığında tanıdım
Beklerken, zaman çarkında öğütüldü heyecanlar, ben baş aşağı kaldım
Otobüslerin motor seslerine karışan renkli bir uçurtmaydı yüreğim.
İpi, senin hiç tutmadığım uzak ellerinde, ben ha düştüm ha düşeceğim.
“Tabi ki seni de kıskanalım. Hem de en çok seni kıskanalım”
Demiş miydin? Yoksa bir masal mıydı, sen söyledin de ben yazdım.
Düşlerim zincirleme kazalarda, haykırışlar kan revan
Gözlerinde utançlara saklı sevmeler,
Her yanım yapış yapış yalan.
Hiç istememiştim itilip kakılan çocukluğumu yeniden
Şimdi bana çocuk umutlarım gerek, aşkı hiç bilmeyen
Hayır, sözümü geri aldım. Ağlayacağım. Duyma sen.
Dinleme beni, yorulma sakın,
Biliyorum çok yorgunsun zaten.
Sevmelerimi bilmedin… Bırakmadın ki seveyim.
Sensizlik, pasaklıydı berbattı,
Sevdam uzağında ekşidi, küflere yattı
Anlamadın neyleyim
Yalnızlığı çirkefe buladım, kana boyadım şimdi,
Bana bakıyor karşı duvardan
Ve ben… sözümü tutmadım
Ağlıyorum hiç durmadan, utanmadan
Bırak seveyim, hadi seni seveyim cadı büyüleri bozulsun.
Kıskansın sevgimi başımda esen kavak yelleri,
Hani karındım ben, hadi bırak ellerim sana dokunup bahar koksun.
Bırak seni seveyim n’olursun.
Şımartsan beni, nazlansam kalbinin atışlarında
Hiç konuşmasam şiir olsam bana uzanışlarında
Yollara değil ki isyanım, ya da seni benden ayıranlara
Sendeki uzaklar nasıl da yakıyor içimi bilemezsin.