1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1373
Okunma
…sonra üşüdü yağmur
pembe ojelerine gömüldü sabah
dudaklarını tadında bırak git
ve boynunun şubat kokusunu ceplerime
sevgilim çiçeklerini kapı arkasına.
ne olur bir parçanı bırak
soğuk, kepaze bir kadın gibi
…sonra etekleri uçuştu
ve yapraklarındı yeşil
gözlerinde ebem kuşakları
aşıkları lal ederdi dillerin
huzursuz bir serçenin kanatlarıydın
ıslanıyordu omuz başların
akıyor boyası saçlarının
dudakların kan kırmızı
… sonra uçurtmada şeytan kuyruğu
patlamış balonların renkleri sokaklar
sonra herkes gider, ıssızlık başlar
ayrılığında yok uyruğu sevgilim
nerden geldiysek orası değil ki artık bizim
siyahın beyazdan korkusu bütün renkler
ve tabiat böyle güneş yanığı değil sandığın kadar
evvela aynanın mükellefi yüzlerimiz
kırık gülüşlerimiz
çizgilerimiz yüzümüzde dört başı mamur
erimez bir kar bükü alnının çatında
ve yakında yaşlanacağız bir bir
sonra bilinmez olmayacak bu kadar
her hesapsızlığa bir ceza keseceksin dünden kalan
saçlarını uzatamayacaksın eskisi gibi
makyajsız çirkin görüneceksin
ellerinin üstünde siyah noktalar
sonra dinmez olmayacak bu kadar her acı
saçlarında kırıklığın tacı
martta bir soğuk kapı ardı
kitaplarda göz yaşı ayracı
…sonra ürker dikeninden gül
topraktan söküldüğünü duyarsın
dilenciler dayanır kapına
günlük gazetede meşk
bilmem kaç kupona verilir aşk
sen alsan dahi faydalanamazsın …
İ.ertürk
5.0
100% (1)