Gazneli Sultan Mahmut’un
Baş danışmanıydı Ayaz,
Görev aşkı tam otuz bey
Hünerine denk imtiyaz…
Fatih’in azmine misal,
Meşhur “Edirne uykusu”;
Yorgan döşek parçalatan
Öz güdülenme duygusu…
Kayda değer bir öykü de
Ecnebi Çavuş Ravın’dan,
Mek Kini’den Garsiya’ya
Özel ulak sır tavından…
Başarının püf noktası
Hedefe varmaksa eğer,
Görev adamı kişilik
Örnek alınmaya değer.
Ey Bilge, kıssadan hisse,
Bahane küpünden el çek !..
Yiğitsen adını kazan,
Tapşır hakkını vererek !...
YUSUF BİLGE
Açıklamalar :
Ayaz : Üzerine düşen görevi dört dörtlük eksiksiz yerine getirmesiyle ünlenmiştir. Gazneli Mahmut bu danışmanını otuz bey’inden üstün tutar ve mükafatlandırırdı. Mevlana bu özelliğiyle Mesnevi’sine konu edinmiştir.
Edirne Uykusu : Fatih Sultan Mehmet’in
İstanbul seferine çıktığı günün öncesi son Edirne
uykusu. Kendisini bu işe öylesine adamış ve motive etmişti ki mesuliyet ve yanlışa düşmeme duygusuyla farkına varmadan yattığı yerde yorgan, döşek, yastık ne varsa parçalamıştı. "Edirne Uykusu" daha sonra Türkçemize deyim olarak yerleşerek bu olaya telmih ve işine
aşk derecesinde bağlananlar için kullanılır oldu.
Öz güdülenme : motive olma karşılığı.
Garcia’ya Mektup : 1904 Rus-Japon harbinden önceydi. Amerikan gazetelerinin birinde “Garcia’ya Götürülecek Mektup” başlıklı bir yazı çıktı. Yazarı tanınmamış bir muhabirdi. Fakat bu kısa yazının anlattığı gerçekler, yüzlerce kitapla anlatılanlardan daha derin, daha özlü idi. Yazı nasıl olduysa Çarlık Rusya’sının demiryolları idaresinin eline geçti. Müdür, bütün memurlarının bu yazının kopyasını yanlarında taşımasını sağladı. O sırada Rus-Japon
savaşı başladı. Japonlar esir aldıkları Rus demiryolları mensuplarının hepsinin üzerinde bu yazıyı görerek meraka düştüler. Japon Eğitim bakanı bu yazıyı inceledikten sonra, bütün Japon yurttaşlarının okuyup birer nüshasını yanlarında taşımalarını emretti. Bu yazı, o sırada Birleşik Amerika’da bütün askeri personele verilirdi. Bu bir gelenek olmuştu. İşte yazının özeti:
Amerika Kurtuluş Savaşı’nın bir safhasında, İspanya Sömürge Ordusu’nu tecrit edebilmek için Kübalı General Garcia’nın ordusuna talimat göndermek icabetti. Garcia, hangisinde olduğu bilinmeyen Küba dağlarında ve nerede olduğu bilinmeyen onlarca sığınaktan birinde saklanıyordu. Kendisine posta veya telgraf yoluyla ulaşabilmek imkânsızdı. Cumhurb
aşkanı Mc. Kinley, General Garcia’ya bir mektup yazdı. Mektubun süratle yerine ulaşması gerekiyordu. B
aşkomutanlık karargâhında Garcia hakkında yeterli bilgi yoktu, neredeydi, ona nasıl ulaşılabilirdi, hepsi meçhuldü.
Subaylardan biri: "Benim birliğimde, Rowan adında bir çavuş vardır. Kimsenin nerede olduğunu bilmediği Garcia’yı o bulabilir ve mektubunuzu kendisine ulaştırabilir" dedi. Mektubu götürmek için görevlendirilen Rowan: “Bu Garcia da kimdir? Nerede bulunur? Oraya nasıl gidilir? Atla mı, trenle mi? Harcırahımı kim verecek?” demedi. Mektubu torbasına koydu, gitti, görevini yaptı, döndü, tekmilini verdi. Garcia talimata uyacaktı.
Burada anlatılmak istenen, çavuş Rowan’ın dört gün sonra Küba kıyılarına ulaşmasının, ormanlara dalarak üç haftalık bir seyahati yaya olarak tamamlamasının, dağlarda ve ormanlarda Garcia’yı bulmasının hikâyesi değildir. Mesaj, bu adamın kişiliğinin herkese örnek insan modeli olarak tanıtılmasıdır. Dünyanın her yerinde, her
Allah’ın günü, bir çok yöneticinin Garcia’ya gönderilecek mektubu vardır.
* Tapşırmak : Şiir içinde adını veya mahlasını kullanmak.