4
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1549
Okunma

Ağır gri bir mihenke bulandı karmaşa denklemi
Tutsak akla,eskilerden maya çaldı zılgıtı puslu rüzgâr
Melankoli hüzünle dalaştı ilk kez
Ter bastı ince belliye değen parmakları, efkâr dedikleri
Taşeron bir gülümseme kanattı dudakları,hırsız kiraz rengi
Yeis,hazana göz kırptı ,yerdeki yapraklara
Farkındayım
Lam’ı devrildi artık iyice takvimin
Yaşmak bürüdü yine yaşamak, taşındı bir başka bahara...
Ferasetin yangın yeri ,yokluğun amele cepkeni
_Delik,deşik,dün kaçırıyor sürekli_
Zamanın yenik cüssesi sanki bir kara delik
Doludizgin cezirlere, lâl medlere gebe
Abidesi yıkılmış makberin en kayıp yerinde meteliksiz
Yıllar zaviyesini batırmış omuzların tam ciğerine ki;bu zır delilik
Kaç tepe hatmetmişsin oysa, kaç hırsız gönüle aşeren demlik
Kaç soluksuz aşkı turfanda biçmişsin kim bilir
_Laf aramızda, hiç biri de sen değil(d)sin_
Kapa gözlerini ve düşün şimdi;
....................................................
Vakit, arsız bir maskara şimdi yüzük/oyun aynalarda
Zembilinden asılmış kaç envai sıfatın Bağdat’ı olmuşsun hatırla
Ama her kümbet yıkılır bir gün çöker Sadr’ı
Ehemmiyetini bombalandıkça zaman; o gül aksinin
İşgalden muaf bir keşide attığında takvimler işte alnına
_Hani güzellik cakanın cicim ayıdır ya _
Geç kalmış her yanına batacak dikenler
Bir çöl sayhasına sesleneceksin
_Tanrım ben ne hale gelmişim_
Artık dikilemeyen kırık bir kalp
Dikine zamana yamalı bir ağır işçi
Ve;
Bir de kendini çok beğenen sen
Üçünüz bir arada o üç vakti bekleyeceksiniz...
Lahit eskisi bir yaşamdır şimdi
Kır saçlara soluk benizli resimler eşliktir
Ki; tevellüt devirmiş yetmişi
Heyhat...
bak ne hale gelmiş
Bir zamanların en güzel yüzlü mihracesi
Ama acıyan olmayacak ne yazık
Şimdi ütüsüz basma entarisi gibi kendisi/külkedisi...
....................................................
Kocayan kurtlar sürüden ayrılır ki; kimsesizdir
Kırmızı,sarı, pembe ya da beyaz hiç farketmez
Bir gül solana dek her rengi öper bir kez!
Her taşın ufağı tozdur evet her suyun damlası da hayat
Ama; hangi dalga vurduğu kayaya yerleşmiştir!
Hem;
Kurşuni bulutlara kanarak ıslanmış tüm maviler
Kuruyunca yine mavi değil midir?
Ki;sen hâlâ avuçlarımın tozundasın
İnce zarlardan örgülü zihin pervazımın paspasında
İçimi dağlayan konçertonun baş kemanı
Dilimi donağından ayıran güllerin sultanı
Hayat kısa ,dünya göründüğünden ufak işte Asude
Ve sen geriye dönmeyecek kadar inatçı olsan da
Ama hiç unutma ;
Asla griye dönemeyecek kadar da pespembesin hâlâ
Geç kalınmışlıktan başka
Hiç bir şey için geç kalınmış değildir aslında
Ve;
Asude’m sen o t u z b e ş i n d e s i n daha...
ToprağınSesi
5.0
100% (3)