10
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2470
Okunma

Gelip durdu hasretin
Işığı sönmüş bakışlarımın en derinine.
Bir sabâ bestesinde, bir yas vakârında,
İnledi gönül…
Üzerimde,
Küstüm çiçeklerine dokunan bir elin ürkekliği
Yalın bir alevin yalımında çırpınışın çaresizliği…
Akşam alacasında sahipsiz sesler gibiyim,
Topla karanlıklardan sabra havale iniltilerimi…
Seni ezgin bir düşün yıkıntılarında yitirip
Bir âhın âvâre yankısında arıyorum
Esved bir leyl çöküyor ardın sıra,
Hatrı sayılmamış gönlümün kuytularına…
Kalbe emanet bir melâli içtim gözlerinden
Gözlerinden göçtüm katar katar, habersizdin.
Ve geçtim sır tutmaz aynalar içinden,
Buğu gibi… Dağılmış…
Kalbi inkisâr bağlamış,
Eski bir divâneyim şimdi.
Seni, el gibi görmek var mıydı kaderde?
Mısralara sürgün, böyle iki büklüm, korkularım kırk düğüm…
Bir gün,
İnce bir hayal gibi belli belirsiz,
Bir, sesinden mi bilecektim seni.
Ta ciğerimden kopup da gelmiş
Bir yara gibi kanayacak mısın hep böyle?
Sargısız, ilaçsız, şifasız mı kalacağım ben?
Sen, dillenmemiş hükümsüz bir aşka satarken her şeyi
Ȃlem yansın, içinde gönül de yansın,
Yansın ki dayansın…
5.0
100% (6)